Hz. Peygamberin(s.a.a) Görevleri
İnsanları cahillik karanlığından, şirk koşmaktan ve tefrikadan imana doğru yönlendirmek: Bu Kuran, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip (ve) övgüye layık olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.[1]
İnsanları zekât vermeye teşvik etmek ve zekât alarak yoksulların ihtiyacını gidermek: Onların mallarından sadaka al; bununla onları (günahlardan) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin. Ve onlar için dua et. Çünkü senin duan onlar için sükûnettir (onları yatıştırır). Allah işitendir, bilendir.[2]
Yalnız Allah’a ibadet etmek: De ki: Ben dinimde ihlâs ile ancak Allah'a ibadet ederim.[3]
Ümmetin affını ve bağışlanmasını dilemek: Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et.[4]
Allah tarafından verilen görevi yerine getirmek: O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emir olunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.[5]
Ailesine ve soyuna yol göstermek: Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et.[7]
Akrabalarını ve yakınlarını korkutmak: Önce en yakın akrabanı korkut ve uyar.[8]
Helal ve haramı açıklamak: onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar.[9]
Verilen nimetlere karşı Allah’a tespih etmek: Sen şimdi Rabbini hamt ile tespih et ve secde edenlerden ol![10]
Allah’a teslim olmak: De ki: Bana Müslüman olanların ilki olmam emredildi ve sakın müşriklerden olma! (denildi).[11]
Kendisinden önceki peygamber ve ilahi dinleri kabullenip ve doğrulamak: Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı tasdik edici bir elçi gelince ehl-i kitaptan bir gurup, sanki Allah'ın kitabını bilmiyormuş gibi onu arkalarına atıp terk ettiler.[12]
Ayetler okuyarak, insanları arınmaya, eğitmeye ve takvaya çağırmak: Çünkü ümmilere içlerinden, kendilerine ayetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitab'ı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen O'dur. Kuşkusuz onlar önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler.[13]
Müminlere karşı alçakgönüllü olmak: Sakın onlardan bazı sınıflara verdiğimiz dünya malına göz dikme, onlardan dolayı üzülme ve müminlere alçak gönüllü ol.[14]
Allah’a tevekkül etmek: Kâfirlere ve münafıklara boyun eğme. Onların eziyetlerine aldırma. Allah'a güvenip dayan, vekil ve destek olarak Allah yeter.[15]
Allah yolunda cihat etmek: Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihat et.[16]
Allah’a yönelik yalvarıp yakarmak: Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam Rabbini an. Gafillerden olma.[17]
İnsanlara karşı sabırlı, halis, bağışlayan, açık ve meşveret eden olmalı: Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.[19]
İnsanları düşmana karşı birliğini sağlayıp cihada teşvik etmek, Esirlere karşı şefkatli olmak ve yaralıları tedavi etmek, Gecenin bir kısmını ibadetle geçirmek…
Belirtilen görevleri gördükten sonra insan, Kuran’ın büyük bir bölümünün Peygamber’in şahsına özel olan vasıflara, vazifelere, kendi ve ashabının sorunlarına, dosta ve akrabaya, küçüğe ve büyüğe, kadına ve erkeğe, kâfirlere ve münafıklara nasıl davranacağını ve o sorunların nasıl giderileceğine ait olduğunu rahatlıkla anlayabilir.
Acaba bu tür mucizeler ve marifetlerle dolu olan bir Peygamber’i tanımamak mahrumiyet değil midir?
Onu yalanlamak, incitmek, ona suikast etmek, ona karşı ayaklanmak, iman etmemek, onunla savaşmak, muhalefet etmek, iftira, bühtan, deli, sihirbaz, şair demek, Ehlibeyti’ne (a.s) eziyet etmek, Kuran’ı metruk etmek gibi olayların ne gibi anlamı olabilir?
Acaba Kuran’ın haricinde herhangi bir şifa kapısı var mıdır?
Acaba haktan hariç gidilecek başka yol var mıdır?
Acaba ilahi kanunları bırakarak beşeri kanunlar peşinde gitmek büyük bir zarar değimlidir?
[1] -İbrahim, 1
[2] -Tevbe, 103
[3] -Zümer, 14
[4] -Al-i İmran, 159
[5] -Hud, 112
[6] -A’raf, 157
[7] -Ta-Ha, 132
[8] -Şu’ara, 214
[9] -A’raf, 157
[10] -Hicr, 98
[11] -En’am, 14
[12] -Bakara, 101
[13] -Cuma, 2
[14] -Hicr, 88
[15] -Ahzab, 48
[16] -Tevbe, 73
[17] -A’raf, 205
[18] -Nahl, 125
[19] -Al-i İmran, 159