Azgınlığın Başı Kibir
Kibir ve büyüklük taslamak büyük günahlar listesinde yer alan en önemi günahlardan birisidir. Bu konu bir çok toplumsal ve ferdi yaralara sebep olmaktadır ve adaletsizlikler,zulümler, haksızlıklarıda arkasında getirmektedir.Umarız açıklamalarımız bu hastalığın tehlikesinin anlaşılmasında yardımcı olur.
Kibirin anlamı ve büyük günah oluşu
Kibir insanın kendisinden başkasından üstün görmesi veya başkalarına üstünlük taslaması demektir. İnsanın içinde bulunan bu hisse kibir ve bunu pratiğe dökülmesi ve amelen insanın başkalarına çeşitli vesilelerle üstünlük taslamasına tekebbür (Kibirlenme) denir.
Kibirin kendini beğenmişlik ve gururla farkı şudur ki kendini beğenmek sadece insanın kendisi ile alakalı olan bir şeydir. Başka birisi söz konusu olmasa dahi kendini beğenip bununla gururlanmıyor. Ancak kibir kendini beğenmenin yanı sıra başkasından da kendini büyük ve üstün görmek veya öyle taslamaktır.
Kibir ve kibirlenme insanoğlunun sahibi olabileceği en kötü ve korkunç sıfatlardan birisidir. Zira kibir ancak Allah-u Teala"ya yakışan bir sıfatlardan birisidir ve başka hiçbir varlığa böyle bir şey yakışmaz; çünkü diğer varlıkların hepsi her neye sahipler ise hepsini Allah-u Teala"dan almışlardır.
Kendileri ise muhtaç naçiz ve aciz bir yaratıktan ibarettir.
Bu sıfatın kötülüğü ve büyük bir günah oluşu bir çok ayet ve hadislerden anlamak mümkündür; ki burada birkaç örnek vermekle yetineceğiz:
Zumer suresi ayet 60 da şöyle buyuruyor: .Büyüklenen, kibirlenenler için cehennemde bir yer mi yok?!
Yine aynı surenin 72. ayetinde şöyle buyuruyor: İçinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından içeri girin. Büyüklük taslayanların yeri ne de kötüdür!
Mu"min suresinde ise şöyle buyurmaktadır: İşte Allah her mütekebbir zorbanın kalbini böyle damgalar.
Yani mütekebbir olan kimsenin Allah"ın lütuf ve inayetinden mahrum kalır ve ne olduğu her kez tarafından anlaşılıp tanınır.
Kibirin ne kadar kötü iğrenç olduğunu anlamak için onun Şeytan"ın sıfatlarından olduğunu ve Şeytan"ın Allah"ın dergahından kovulup ve ebediyen lanetlenmesine vesile olduğunu bilmemiz yeterlidir. Kur"an-ı Kerim bu konuda şöyle buyurmaktadır: Ve Meleklere: Adem"e secde edin dedik de iblisten başka (Hepsi) secde ettiler; o ise dayattı ve kafirlerden oldu.
Resulullah (s.a.a)"den nakledilen bir hadiste şöyle buyuruyor: Kalbinde bir hardal tanesi kadar kibir olan bir kimse, cennete giremez. Kim büyüklenir ve yol yürürken tekebbür ederse, Allah kendisine gazaplandığı halde onun huzuruna varır (mahşur olur).
Hz. Emir-ül Mu"minin Ali (a.s) ise şöyle buyuruyor: Kibirden kaçın zira o günahların en büyüğü ve kınanmaya en layık kusurdur. Kibir İblis"in (Şeytan"ın) ziynetidir.
Birisi İmam Sadık (a.s)"a İlhad (hak yolundan sapmanın) en aşağı derecesi nedir? diye sorulunca, İmam (a.s) şöyle buyurdu: İlhadın en aşağı derecesi kibirdir.
Yine şöyle buyurmaktadır: Mütekebbir insanlar kıyamet gününde ufak karıncalar halinde harş edilecekler ve Allah-u Teala mahlukatın hesabını bitirinceye kadar insanlar onların üzerinde yürüyeceklerdir.
Hz. Ali (a.s)"dan şöyle rivayet edilmiştir: Kibirden kaçın; zira kibir azgınlığın başı ve Rahman"a isyandır.
Yine Şöyle buyurmuştur: Dün (bir damla) nütfe olan, yarın ise bir leş olacak mütekebbire (kibirlenen kimseye) şaşarım!
Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Kıymet günü benden en uzak olanınız, serserilerdir; onlar ise büyüklenen kimselerdir.