Başka Âlemlerdeki Varlıklarla İrtibat
Soru
Meşru olmayan yollarla örneğin uyuşturucu maddeleri kullanarak başka âlemlerdeki varlıklarla irtibat kurmak mümkün müdür? Mümkün olduğu takdirde, insanın o varlıklardan edindiği bilgi veya aldığı haberler doğru mudur?
Kısa Cevap
Başka âlemlerdeki varlıklarla irtibat kurulabileceği konusunda hiçbir şüphe yoktur. Ancak bunu alkol veya uyuşturucu maddeleri kullanarak yapmak mümkün değildir.
Başka âlemlerle irtibat kurmak ve âlemdeki gizli sırlar hakkında bilgi edinmek için kullanılan vesileler, onların şeriata uygun olup olmadıkları, karanlık veya aydınlık olmaları açısından farklılık göstermektedirler. Örneğin sihir yoluna başvurmak karanlık bir yoldur. Bu yolun birçok olumsuz etkisi vardır. Şia âlimlerinin fetvasına göre sihir yapmak haramdır.
Diğer taraftan bu gibi yollara başvurarak doğru ve sağlam bir bilgiye ulaşmak da mümkün değildir.
Ayrıntılı Cevap
Ruhlarla ve diğer âlemlerdeki varlıklarla irtibat kurmak ve hissedilmeyen varlıklar vasıtasıyla âlemdeki gizli sırlardan haberdar olmak gibi konular, üzerinde çok durulan ve merak edilen konulardandır. Sorunuzun cevabını almak için aşağıdaki noktalara dikkat ediniz:
1- Âyet ve rivayetlerin genelinden ve İslam ilim adamlarının yaratılış ve yaratılışın aşamaları hakkında yapmış oldukları açıklamalardan şunlar anlaşılmaktadır:
a) Yaratılış çerçevesi, sadece bu dünya ile sınırlı değildir. Başka âlemlerde, farklı dillere sahip olan farklı varlıklar vardır.[1]
b) Her âlemin kendine göre yaşayanları vardır. Melekler ve cinler bunların birkaç örneğidir.
c) Her âlemde kendine özgü olay ve haberler vardır.
d) Bu âlemlerin hepsi aynı derecede değillerdir. Bunlardan bazıları nurlu ve aydınlık, bazıları karanlık, bazıları çok yüce ve yüksek merhalelerde ve bazıları da en alt ve aşağı seviyededirler.
2- İnsan, içindeki merak hissinden dolayı diğer âlemlerle irtibata geçmeyi ve o âlemlerden haber almayı istemektedir. Ancak şu noktaya dikkat etmek gerekmektedir ki alkol veya uyuşturucu kullanmak gibi meşru olmayan işler, kişiyi asla böyle bir hedefe ulaştıramayacağı gibi, onu hayalperestliğe sürükler. Bu amaçla uygunsuz yollara başvurmak, olumsuz birçok etkiye sahip olduğu gibi ona hiçbir yarar da sağlamaz. Bu yolla edindiği kuruntuların ise hiçbir değeri ve hakikati yoktur.
3- Diğer âlemlerden haber almanın yollarından birinin, ruhlarla irtibata geçmek olduğu söylenebilir. Ancak bu konu hakkında şu noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir:
a) Bu şekilde bir irtibatın var olduğu, doğru ve kabul edilen bir konudur. Çünkü İslami kaynaklar, birçok yerde bu konuyu onaylamıştır. Bu konu hakkında; Peygamber Efendimiz’in (s.a.a) Bedir Savaşı’nda ölen müşriklerin ruhlarıyla konuşmasını[2], yine Peygamber Efendimiz’in (s.a.a) Cennetu’l-Bâki Mezarlığı’nda mümin kimselerin ruhlarıyla konuşmasını[3] ve Hz. Ali’nin (a.s) de ölmüş kimselerin ruhlarıyla konuşmasını[4] örnek olarak zikredebiliriz.
b) Ruh çağrıldığı zaman, ruhun kendisi gerçekten de madde âlemine gelmemektedir; sadece ruh çağıran kişinin, duyu ve hisleri telkin yoluyla onu kendi yanında hissederek onun sesini duymakta, onunla konuşmakta ve irtibata geçmektedir.[5]
c) İrtibata geçmek için birçok çaba sarf etmek, riyazet çekmek gerekmektedir. Bu riyazetlerin şeriata uygun olan yolları ve de uygun olmayan yolları vardır. Şeriata uygun olan riyazetler vasıtasıyla, nefiste pak, temiz ve yapıcı bir güç oluşur. Ancak şeriata uygun olmayan riyazetler insanın nefsinde şeytani bir güç yaratır. Her iki türlü riyazet de, ruhlarla irtibata geçmede etkili olabilir. Ancak ikinci yol ve irtibat, yıkıcı ve şeriata uygun değildir.[6]
d) Çağrılan ruhların, cinlerin ve müneccimlerin gelecek hakkında verdikleri haberlerin güvenilecek bir yanı yoktur. Öyleyse ruhlarla irtibatı olduğunu iddia eden her kişinin sözünün kabul edilmesi için bir gerekçe yoktur.[7]
Eğer gerçekten bir irtibat kurulsa bile ruhun göndermiş olduğu her haberi yerine getirip uygulamak mümkün değildir. Çünkü ruhlarla irtibata geçtiğini iddia eden kimseye verilen mesaj ve haberler, kötü bir ruh tarafından verilmiş olabilir.
e) Ruhların verdiği mesajların doğru olup olmadığı hakkındaki genel kanun şudur: Ruhların verdiği mesajlar, Allah’ın dininin esasları ve peygamberlerin davetleriyle çatışmamalıdır. Öyleyse ruhlardan gelen haberlerin doğru olup olmadığını anlamak için önce dinin kanunlarını, Peygamber’in (s.a.a) ve Masum İmamlar’ın (a.s) emirlerini iyi bir şekilde bilmek gerekmektedir. İşte o zaman, ruhların verdiği haberlerle İslam dininin öğretilerini kıyaslayarak onların (ruhların) verdiği haberlerin doğru olup olmadığı anlaşılabilir.
f) Ruhların yolladığı mesaj ve haberler (tabi ruhlarla irtibata geçildiğini ve bu haberin pak ve temiz ruhlar tarafından olduğunu ve verdikleri haberin doğru olduğunu dikkate alarak) bizim için hiçbir sorumluluk ve zorunluluk getirmez. Çünkü neyi yapıp neyi yapmamamız gerektiğini İslam bize söylemiştir ve bu konuda artık ruhlardan yardım almaya gerek yoktur. Sadece kişi isterse, ruhlarla gerçekten irtibat kurduğuna ve onların mümin ruhlar olduğuna yakin ettikten sonra, o ruhların yardım ve önerilerinden istifade edebilir. Ancak şu da var ki; böyle bir yakine ulaşmak oldukça zordur. Bu yüzden, ruhlardan gelen haberleri dikkate almamak gerekmektedir.
4- Başka âlemlerle irtibata geçmek için başvurulan yollardan biri de ulum-i garibe’dir. Ancak bu hususta şu noktalara dikkat edilmelidir:
a) Bazı ilimler, Levh-i Mahfuz’da saklıdır ve Allah’tan ve O’nun izin verdiği Peygamber ve Masum İmamlar’dan (a.s) başka kimsenin bu ilimlere ulaşabilmesi ve bilmesi mümkün değildir.[8]
b) Her ne kadar cifr gibi ilimler sayesinde bir takım bilgilere ulaşılsa ve bazı taklit mercileri de bu ilimlerin öğrenilmesini haram kılmamış olsalar bile, bu taklit mercileri şöyle söylemektedirler: Bu ilimleri öğrenmede, onların aslına herhangi bir yanlışlık ve hata yapmadan ulaşmak şarttır.[9] Ancak bu ilimler bizlere eksik ve noksan bir şekilde ulaşmıştır.[10] Buna nazaran bu ilimleri bilen âlimler, onları öğrendiklerine pişman olmuş ve hatta çocuklarına bile öğretmemişlerdir.[11]
Bu nedenle, gizli âlemlerden haber veren ilimlere ve bu ilimlerin verdiği sonuçların tamamına yakin edip inanmamalıyız.
5- İslam âlimleri ve fakihlerinin bu konu hakkındaki görüşleri şöyledir:
– Bazı fakihler, ruh çağırmayı tamamen haram kılmışlardır.[12] Bazı fakihler ise bu işin doğru yollarla yapılması, çağrılan ruha, orada bulunanlara ve çağıran kişiye bir eziyet söz konusu olmaması ve bu işin yapılmasında herhangi bir baskı ve zorlama olmaması durumunda, ruh çağırmayı caiz bilmektedirler.[13]
– Hipnotizma yolundan yararlanmak da yüzde yüz sakıncasız değildir,[14] eğer hipnoz tedavi etmek gibi doğru hedefler çerçevesinde olmazsa, hatta hipnoz ederken caiz olmayan yollardan yararlanılmasa bile hipnoz sakıncalıdır.[15]
– Sihir ve büyüyü bozmak dışında; onları öğrenmek ve yapmak haramdır.[16]
Hz. Emiru’l-Muminin (a.s) bu konu hakkında şöyle buyurmaktadır:
“Her kim, az veya çok sihir öğrenirse, kâfir olmuş ve Allah ile olan irtibatı tamamen kesilmiştir.” [17]
– Gelecekten haber vermek için fala bakmak ve bu yola başvurmak caiz değildir ve fala bakarak elde edilen para haramdır.[18]
– Sihir ilminden yararlanarak, cinler yoluyla büyü yapmak (ya da şeytandan yardım istemek) haramdır. (Hatta kimseye zararı dokunmasa bile.)[19]
Bazı seyr ve süluk âlimleri şöyle buyurmaktadırlar: “Eğer bir kimse ruh çağırmaya ve onlarla irtibata geçmeye çalışırsa, bu dünyadan hayırlı bir sonla gitmez.”[20]
Şimdi ise aşağıda bahsedilen soruları dikkatlice inceleyiniz:
1- Aşağıdaki şıklardan hangisi daha önemlidir?
a) İnsanın nur âlemi ile irtibat kurması.
b) İnsanın karanlık âlemlerle irtibat kurması.
Şüphesiz ki “a” şıkkını tercih edeceksiniz.[21]
2- Ömrümüzün sınırlı, gerçek ihtiyaçlarımızın, bilmemiz gereken ve bizim için gerekli olan haberlerin çokluğunu dikkate alarak, hangi şıkkı tercih ederdiniz?
a) Bütün doğru ve yanlış haberleri bilmeliyiz.
b) Sadece gerekli ve doğru konular ve haberlerle ilgilenmeliyiz.
c) Hem doğru ve hem de yanlış konular hakkında bilgi sahibi olmalıyız; hatta doğruyu yanlıştan ayırt etmeye gücümüz olmasa bile.
Açıktır ki “b” şıkkı en akıllı seçimdir.
En akıllı seçimi göz önünde bulundurarak, şöyle bir sonuca ulaşıp şu cevabı veriyoruz:
1- Değerli ömrün sonunun pak ve temiz olabilmesi için, başlangıcında da nurlu ve pak olan yollarda kullanılması gerekmektedir.
2- Şüphesiz ki âlemdeki nurlu varlıklarla irtibata geçmenin yolu, uyuşturucu kullanmak ve içki içmek gibi karanlık yollar olamaz. Bunun yolu dinî emirlere tam bir ihlas ve doğru niyetle bağlanmak ve Allah’a kulluk yolunda doğru niyetle hareket etmektir.
3- Şeytanî yollar ve şeytanî güçler vasıtasıyla gerçek bilgi ve haberlere ulaşmak mümkün değildir; aksine bu yollar kişinin şeytana yakınlaşmasına sebep olur.[22]
[1] Fatiha Sûresi’nde “Rabbu’l-Âlemin” tabiriyle âlemlerin sayısına dikkat çekilmiştir. Allâme Meclisî’nin “Biharu’l-Envar” adlı kitabının 57. cildinin 319. sayfasındaki hadisler ve benzeri diğer hadisler bu konuya dikkat çekmektedir.
[2] Biharu’l-Envar, c. 6, s. 254, Ahval-i Berzah, Kabir ve Azap.
[3] Biharu’l-Envar, c. 22, s. 472, Vasiyet-i İnde Gurb-i Vefatehu.
[4] Men La Yehduruhu’l-Fakih, c. 1, s. 179.
[5] Allâme Tabatabâî, Tefsir-i el-Mizan (Farsça Tercümesi), c. 1, s. 366.
[6] A.e.
[7] Ayetullah Mekarim Şirazî bu konu hakkında şöyle demektedir: “Ruhlarla irtibata geçmenin gerçekliğini kabul edebiliriz. Ancak şu konuyu da unutmamak gerekmektedir ki bazı kimseler bu konuyu suistimal etmektedirler. (Mekarim Şirazî, Nasır, Avd-u Ervah (Ruhların Geri Dönüşü), Ehedi Zümridiyan’ın Hakikat-i Ruh kitabından naklen.)
[8] Ayetullah Tebrizî, Sırat-ı Necat,, c. 6, s. 391, 1405. mesele.
[9] Ayetullah Erakî, İstiftaat, s. 259, 27. mesele.
[10] Bkz. Sinema-yı Marifet, Ayetullah Mirza Kasım Tebrizî’nin yaşam hikayesi.
[11] Bkz. Mahname-yi Kiyan-i Ferhengi, Ayetullah Maraşi Necefî’nin çocuğuyla yapılan röportaj, özel sayı.
Seyyid Mahmut Maraşî şöyle demektedir: “Babam bu ilmi biliyordu ama bize öğretmedi. Bize şöyle buyuruyordu: “Bu ilmi öğrendiğim için pişmanım ve onu öğrenmekle hata ettim.”
[12] Tahriru’l-Vesile, c. 1, Kitab-ı Mekasib ve el-Mütacir, el-Mekasib-i Muharreme, 16. mesele. İmam Humeynî, ruh ve bu gibi şeylerle irtibat kurmayı sihir ve büyüden sayıyor ve haram biliyordu.
[13] Ayetullah Hoî, Sıratu’n-Necat, c. 1, s. 422, 1222. mesele.
[14] Ayetullah Fazıl Lenkeranî, Camiu’l-Mesail, c. 1, s. 643, 222. mesele.
[15] Ayetullah Mekarim Şirazi, İstiftaat, c. 1, s. 155, 559. mesele.
[16] Ayetullah Tebrizî, Sırat-ı Necat, c. 5, s. 343.
[17] Vesailu’ş-Şia, c. 17, s. 148.
[18] Ayetullah Erakî, İstiftaat, s. 127, 9. mesele; Ayetullah Safi Gulpeyganî, Camiu’l-Ahkâm, c. 1, s. 287, 983. mesele; Ayetullah Mekarim Şirazi, İstiftaat, c. 1, s. 156, 563–565. mesele.
[19] Ayetullah Tebrizî, Sırat-ı Necat, c. 5, s. 343, 1108. mesele.
[20] Merhum Ayetullah Şeyh Abbas Guçanî’den ve üstadı Merhum Ayetullah Gazi Tabatabâî’den bu şekilde nakledilmiştir.
[21] Aydınlık ve karanlık âlemlerin bir arada olması ve birleşmelerinin mümkün olmadığı oldukça açık ve belli bir konudur. Çünkü nur âlemine ulaşmanın yolu, karanlık işlerden uzak durmaktır.