Ehl-i Sünnet Hadislerinden Örnekler
Ehl-i Sünnet Hadislerinden Örnekler
1- Ali (a.s)'dan dedi ki: Allah Resulü sallâ'llâhu aleyhi ve alih şöyle buyurdu:
"Dünyanın sonuna bir gün dahi kalsa, Allah zulüm ve kötülükle dolmuş olan yeryüzünü adaletle doldurması için, bizden(veya benim Ehl-i Beyt'imden) bir kişiyi gönderecektir." [1]
2- Ebu Hüreyre'den dedi ki: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "Eğer dünyanın ömründen sadece bir gün kalmış olsa dahi, Allah o günü Mehdi'nin hükümete ulaşması için uzatacaktır." [2]
3- Ebu Said el-Hudri'den dedi ki: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolmadıkça kıyamet kopmaz." Sonra buyurdu ki: "Sonra benim itretimden veya -tereddüt ravidendir- Ehl-i Beyt'imden bir kişi zuhur edecek ve yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır." Bu hadisi Hâkim el- Müstedrek'inde tahriç ettikten sonra, onun Şeyhayn'in şartına göre sahih hadis olduğunu, ancak onu tahriç etmediklerini kaydetmiştir.[3]
4- Huzeyfe'den dedi ki: Resulullah (s.a.a) bize hutbe okudu ve bizim için kıyamete kadar olacak olayları anlattı. Sonra da şöyle buyurdu: "Eğer dünyanın sonuna sadece bir gün kalsa dahi, Allah Teala o günü, evlatlarımdan birini gönderene kadar uzatacaktır; O'nun ismi, benim ismimdir."
Selman;"Ey Allah'ın Resulü! Hangi oğlundan olacak?"diye sorduğunda, eliyle Hüseyin'in omzuna vurarak: "Bu oğlumdan." buyurdu.[4]
5- Abdullah'tan dedi ki: Resulullah (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Benim Ehl-i Beyt'imden ismi benim ismim olan biri hükümete ulaşmadıkça kıyamet kopmaz." [5]
6- Ebu Hüreyre'den dedi ki: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "Eğer dünyanın ömründen sadece bir gün kalsa dahi, Allah onu o kadar uzatır ki, benim Ehl-i Beyt'imden bir kişi Deylem dağı ve Kostantaniye'ye hâkim olur."[6]
7- Resulullah sallâ'llâhu aleyhi ve alih şöyle buyurmuştur: "Doğrusu, Ali benden sonra ümmetimin İmamıdır ve (onun soyundan olan) Kaim Muntazar zuhur ettiği zaman yeryüzünü, zulüm ve kötülük ile dolduğu gibi adalet ve doğrulukla dolduracaktır. Beni beşir (müjdeleyici) ve nezir (korkutucu) seçene andolsun ki, onun gaybetinde kendini yitirmeyenler, bulunmaz ilaç gibi azdırlar."
Bu sırada Cabir kalkarak: "Ey Allah'ın Resulü, evladın Kâim'in bir gaybeti mi vardır?" diye sordu.
Hazret: "Evet, Rabbime andolsun, müminler imtihan olup kötülüklerden arınacak, inanmayanlar helak olacaklar! Ey Cabir, bu Allah'ın kullarından gizlediği ilahi işlerden bir iş ve onun esrarından bir sırdır, onda şüphe etmekten kaçının. Çünkü aziz ve yüce olan Allah'ın işlerinde şüphe etmek küfürdür" dedi. [7]
8- Hz. Ali (a.s), Hz. Resulullah (s.a.a)'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Hüseyin'in evlatlarından biri ümmetim arasında kıyam etmedikçe dünya yok olmaz. O, yeryüzü zulümle dolduğu gibi onu adaletle dolduracaktır." [8]
9- Selman-i Farsi der ki: "Allah Resulü sallâ'llâhu aleyhi ve alih'inin yanındaydık, Hz. Hüseyin aleyhi's-selâm'ı dizlerinin üzerinde oturtmuş, onun göz ve dudaklarını öpüyordu. Bu sırada şöyle buyurdu: "Sen efendisin, efendinin oğlusun ve efendinin kardeşisin. Sen imamsın, imamın oğlusun, imamın kardeşisin. Sen Allah'ın hüccetisin, Allah hüccetinin oğlusun, Allah hüccetinin kardeşisin ve sen dokuzuncusu Kaim olan, Allah'ın dokuz hüccetinin babasısın." [9]
10- Emir-ul Müminin Ali aleyhi's-selâm buyurmuştur ki: "Allah bir grubu getirecek ki, onlar Allah'ı severler, Allah da onları sever ve onların arasında gaip (gizli) olan bir kişi ilahi saltanata ulaşır. O, vaat edilen Mehdi aleyhi's-selâm'dir. O, hiçbir zorlukla karşılaşmadan yeryüzünü adalet ve eşitlik ile dolduracak, küçük yaşta ana-babasından uzak düşecektir. Müslümanların şehirlerini fethedecek, zaman onun için saf ve hazır olacaktır. Onun sözü duyulacak; ihtiyar ve genç herkes ona itaat edecek; zulüm ve küfürle dolan yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak; o zaman onun imameti kemale erişecek ve hilafeti yeryüzünde yerleşecek ve… Yeryüzü Mehdi aleyhi's-selâm'ın varlığıyla bayındır ve mutlu olacak, nehirler akacak ve fitneler, karışıklıklar ve yağmalamalar ortadan kalkacak, hayır ve bereketler çoğalacaktır… Ondan sonrası hakkında bir şey söylememe gerek yok… Benden o günün dünyasına selam olsun."[10]
11- Ebu Said Hudri, Resulullah (s.a.a)'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
"Sizlere Mehdi'yi müjdeliyorum. Halkın ihtilaf ve çekişme zamanında ümmetime gönderilecek ve yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır. Gökte ve yerde olanlar O'ndan razı olacaklardır ve O, malları sahih olarak taksim edecektir." Adamın birisi: "Sahih olarak nasıl taksim edecek?" diye sorduğunda: "Halkın arasında eşit olarak (dağıtacaktır)." buyurdular.
Sonra şöyle eklediler: "O zamanda Allah Teala, Muhammed ümmetinin kalbini zenginlikle dolduracaktır ve O'nun adaleti onların hepsini kapsayacaktır; hatta nida eden; 'Mala ihtiyacı olan var mıdır?' diye nida edecek, bir kişiden başka hiçbir kimse kalkmayacaktır. Bunun üzerine ona; 'Git hazinedara Mehdi bana mal vermeni emrediyor de' denilecek. Bundan dolayı hazinedar ona seç diyecek, adam onu kendi evine getirip açınca pişman olup; 'Ben Muhammed ümmetinin en ihtiraslısı mı oldum, yoksa onlara yeterli olan bana kifayet etmedi mi?' diyecek. Bunun üzerine o malı geri getirecek, ancak ondan geri alınmayacak ve biz verdiğimiz bir şeyi geri almayız denilecek. Böylece yedi, sekiz veya dokuz sene devam edecektir, bundan sonra yaşantının bir hayrı yoktur." [11]
12- Cabir bin Abdullah-i Ensari şöyle diyor: Resulullah (s.a.a) buyurdu ki:
"Mehdi benim evlatlarımdandır; O'nun ismi benim ismimdir; künyesi de benim künyemdir; ahlak ve yaratılış olarak da insanların en çok bana benzeyenidir. O gaybete çekilecek ve o dönemde halk şaşkınlık içinde kalacak, ümmetler sapıklığa düşecektir. Sonra Mehdi, parlak bir yıldız gibi ortaya çıkacak, yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır." [12]
13- El- Havi li'l- fetava (S. 48, Mısır bas.) Ebu Amr ed- Dani'nin Sünen'inden naklen Huzeyfe'den şu hadisi tahriç eder: Resulullah (s.a.a) buyurdu ki:
"Mehdi zuhur ettiğinde İsa bin Meryem de gökten inecektir; saçlarından sular damlarken Mehdi ona diyecek ki: 'Öne geç ve halka namaz kıldır.' İsa da cevaben şöyle diyecektir: 'Namaz senin için ikame olunmuştur.' Böylece İsa benim evlatlarımdan birinin arkasında namaz kılacaktır." [13]
14- Cabir bin Abdullah'tan dedi ki: Allah Resulü şöyle buyurduğunu duydum: "Kıyamete kadar ümmetimden bir taife hak üzere olup savaşacak ve muzaffer olacaktır." Sonra buyurdu ki: "İsa bin Meryem gökten nazil olacak ve onların amiri ona: "Gel bize namaz kıldır" diyecek. İsa cevaben: "Hayır, sizin bazılarınız, diğer bazılarınıza amirlerdir; Allah'ın bu ümmete verdiği bir üstünlüktür bu" diyecektir." [14]
15- Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (s.a.a) buyurdu:
"İsa bin Meryem nazil olup İmamınız da sizden olunca ne yapacaksınız?" [15]
16- Ali (a.s) dedi ki: Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Mehdi bizdendir; Allah onun işini bir gecede doğrultur." [16]
17- Ümmi Seleme'den dedi ki: Allah Resulü şöyle buyurdu: "Mehdi benim itretim ve Fatıma evlatlarındandır." [17]
18- Enes bin Malik'den dedi ki: Hz. Resulullah'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Biz Abdulmuttelib evlatlarından yedi kişi cennet ehlinin efendileriyiz: Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi." [18]
İbn-i Abbas'tan dedi ki: Hz. Resulullah şöyle buyurdu: "Mehdi cennet ehlinin tavusudur." [19]
19- Ebu Said el-Hudri'den dedi ki: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolacak, sonra benim soyumdan birisi zuhur edecek ve yeryüzünde yedi veya dokuz yıl hükümet edecek, yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracaktır." [20]
20- Kays bin Cabir'in dedesinden dedi ki: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "Benden sonra halifeler, halifelerden sonra da emirler gelecek; emirlerden sonra da zorba hükümdarlar gelecek; sonra Ehl-i Beyt'imden biri çıkacak, yeryüzünü zulümle dolduğu gibi, onu adaletle dolduracaktır."[21]
21- Ali (a.s)'dan dedi ki: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "ümmetimde Hüseyin'in evlatlarından biri kıyam etmedikçe dünya yok olmaz. O, yeryüzünü zulüm ile dolduğu gibi, onu adaletle dolduracaktır." [22]
22- Huzeyfe'den dedi ki: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "Mehdi benim evlatlarımdandır; yüzü inci gibi parlayan yıldıza benzer." [23]
23- Ebu Said el-Hudri'den dedi ki: Peygamberden sonra bir takım istenmeyen durumun ortaya çıkmasından korktuk; durumu Allah Resulü'ne sorduk. Allah Resulü şöyle buyurdu: "Ümmetim içerisinde Mehdi vardır. O zuhur edip, beş, yedi veya dokuz yaşayacak. –süredeki tereddüt, hadisin senedinde olan Zeyd'in tereddüdünden dolayıdır- Ravi diyor; "Bunlar nedir?" dedik. (Allah Resulü): "Yıllar" buyurdu. Sonra şöyle devam etti: "Gök yağmurunu yağdıracak, yer bitkisinden bir şeyi saklamayacak, mal yığın gibi çoğalacak; bir kişi gelip ona: "Ey Mehdi, bana ata et, bana ata et" diyecek." Resulullah buyurdu: "Bunun üzerine, Mehdi ona taşıyabileceği kadar mal verecektir." [24]
24- Ebu Said el-Hudri'den dedi ki: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "Mehdi bendendir; açık alınlı ve doğan burunludur; yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır." [25]
25- Taberani Avf bin Malik'ten Resulullah (s.a.a.)'ın şöyle buyurduğunu tahriç etmiştir: "Ey Avf ümmet yetmiş üç fırkaya bölündüğünde durumunuz nasıl olacak? Onların biri cennetlik geri kalanı ise cehennemliktir." Sonra ahır zamanın fitnelerinden bazılarını zikretti. Sonra da şöyle buyurdu: "Sonra çok karanlık ve dehşetli bir fitne gelecek ve onu diğer fitneler izleyecek. Sonunda benim Ehl-i Beyt'imden Mehdi denilen biri çıkacak. Eğer onu görürsen ona tabi ol ki, hidayete erenlerden olasın." [26]
26- Ebu Said-el Hudri'den dedi ki: Allah Resulü şöyle buyurdu: "Ahır zamanda ümmetime sultanları tarafından çok ağır bir bela inecektir. Öyle ki, ondan daha ağır bir bela duyulmamıştır; hatta bu geniş yeryüzü onlara dar gelecektir. Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolacaktır. Mümin bir kimse zulümden sığınacağı bir sığınak bulamayacaktır. Sonra Allah Azze ve Celle benim itretimden bir kişiyi gönderecek. O, yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır. Ondan göğünde ehli yeryüzünün de ehli razı olacaktır. Yer tohumundan hiçbir şeyi saklamadan yeşertecektir; gökte de bulunan bütün yağmurunu Allah onlara bol bol yağdıracaktır. O, onların arasında yedi, sekiz veya dokuz sene yaşayacaktır. O zaman öyle bolluk ve esenlik ortamı olacaktır ki, ölen insanlar bile Allah'ın yer halkına olan hayrından dolayı tekrar dirilmeyi arzulayacaklardır." Hâkim, bu hadisi naklettikten sonra onun sahih olduğunu ancak Şeyhyan'in onu tahriç etmediklerini kaydetmiştir. Bu hadisi el-Beyan'ın sahibi de nakletmiş, onu Taberani'nin Mücem adlı kitabında ve Ebu Naim'in Menakibi-i el- Mehdi kitabında tahriç ettiklerini kaydetmiştir. [27]
27- Huzeyfet-ül Yemani'den dedi ki: Ben Allah Resulü'nün şöyle dediğini duydum: "Zalim hükümdarlar elinden bu ümmete yazıklar olsun. Nasıl kendilerine itaat edenleri hariç, da Müslümanları katledecekler, sürgün edecekler. Mümin kimse onları mülakat ettiğinde diliyle onlara kılık yapacak, ama kalbiyle onlardan kaçacaktır. Ancak Allah İslam dinini tekrar izzetine kavuşturmak istediğinde bütün tuğyancı zalimleri helak edecek ve ümmeti fesadından sonra tekrar ıslah edecektir. Allah dilediğine kadirdir. Ey Huzeyfe, eğer dünyanın ömründen sadece bir gün kalmış olsa dahi, Allah o günü o kadar uzatacak ki, benim Ehl-i Beyt'imden bir kişi, hükümete kavuşup İslam'ı muzaffer kılacaktır. Allah vaadine hilaf etmez. O vaadini gerçekleştirmeğe kadirdir." [28]
28- Kutade'den dedi ki: "Said bin Musayyib'e: "Mehdi hak mıdır?" dedim. O: "Evet, o haktır, Fatıma'nın evlatlarındandır." dedi. Ben: "Fatıma'nın hangi evladındandır?" dedim. Said: "Şimdilik bu kadarı yeter." cevabını verdi. El-Burhan fi Alamati Mehdiyy'i Ahır-iz Zaman kitabının ikinci babında da Naim bin Hammad Kutade'nin şöyle dediğini tahriç etmiştir: "Said bin Museyyib'e Mehdi hak mıdır?" dedim. O; "Evet" dedi. Ben: "O kimdendir?" dedim. O; "Fatıma'nın evlatlarındandır" dedi." [29]
29- Abdullah'tan dedi ki: bizler Resulullah'ın huzurunda bulunduğumuz bir sırada Haşimoğulları gençlerinden bir grup çıka geldi. Resul-ü Ekrem onları görünce, gözleri yaşla doldu ve rengi kaçtı. Abdullah diyor; bu arada ben: "Yüzünüzde bizi üzen bir durumun olduğunu görmekteyiz" dedim. Bunun üzerine Resulullah şöyle buyurdu: "Biz Ehl-i Beyt için Allah dünya yerine ahireti seçmiştir. Benden sonra Ehl-i Beyt'im, doğudan ellerinde siyah bayraklar olan bir kavim gelinceye kadar bela, avarelik ve sürgünle karşı karşıya kalacak. Onlar hayır talep edecekler, ancak onlara verilmeyecek. Onlar savaşacak ve zafere kazanacaklar. Bunun üzerine onlara, istedikleri verilecek, fakat onlar onu, benim Ehl-i Beyt'imden bir kişiye verinceye kadar kabul etmeyecek. O, diğerleri yeryüzünü zulümle doldurdukları gibi, onu adaletle dolduracak. Kim o zamanı idrak ederse, buz üzerinde emekleyerek bile olsa onlara katılsın." Bu hadisin benzerini el-Burhan fi Alamat-i Mehdiyy-i Ahir-iz Zaman kitabında da nakletmiş ve sonunda da "emekleyerek bile olsa katılın, çünkü o Mehdi'dir" ibaretini [30]
30- Ali (a.s)'dan dedi ki: "Ey Resulullah! Acaba Mehdi biz Ehl-i Beyt'ten midir? Yoksa diğerlerinden mi?" diye sordum. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Mehdi bizdendir. Allah bizimle başlattığı gibi bizimle de sona erdirecek. Bizimle insanları şirkten kurtardığı gibi, bizimle de onları fitneden kurtaracaktır. Ve bizimle insanların kalbini şirk düşmanlığından sonra birleştirerek kardeş kıldığı gibi, fitne düşmanlığından sonra de onların kalbini bizimle birleştirerek kardeş kılacaktır." el-Beyan kitabının yazarı bu hadisi naklettikten sonra şöyle demiştir: Bu hadis hasan ve âlidir. Onu güvenilir hadisçiler kendi kitaplarında nakletmişlerdir. Taberani, onu Mucem-ül Evset kitabında, ebu Naim, onu Hilyet-ül Evliya kitabında ve Abdurrahman bin Hatem, onu Avali kitabında nakletmiştir.[31]
31- Ebu Nuaym "el-Erbaune Hadisen" kitabının 16. hadisinde şöyle der:
Abdullah bin Ömer'den dedi ki: "Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Mehdi zuhur ettiğinde başının üstünde bir bulut olacak ve oradan bir münadi şöyle seslenecek: Bu Mehdi, Allah'ın halifesidir, ona tabi olun."
Keza on yedinci hadiste yine Abdullah bin Ömer'den naklen, Allah Resulü'nün: "Mehdi zuhur ettiğinde başının üstünden bir meleğin: "Bu Mehdi Allah'ın halifesidir, ona tabi olun" diye nida edeceğini" buyurduğunu kaydetmiştir.
32- Abdurrahman bin Avf babasından naklen Allah Resulü'nün şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Şüphesiz Allah benim itretimden dişleri aralıklı olup açık alınlı olan bir kişiyi gönderecek; o, yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak ve malı bol bol dağıtacaktır." [32]
33- Ebu Said el- Hudri ve Cabir bin Abdullah'tan dediler ki: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Ahır zamanda sizin bir halifeniz olacak ki, o malı saymadan (başka nakillerde de saymadan serpercesine) dağıtacaktır." [33]
34- Ebi Veddak'tan dedi ki: Ben Ebu Said el Hudri'ye: "Andolsun Allah'a ki, başımıza hiçbir yönetici geçmiyor ki, öncekinden daha kötü olmasın ve hiçbir yeni yıl gelmiyor ki, önceki yıldan daha kötü olmasın" dedim. Bunun üzerine Ebu Said şöyle dedi: "Eğer Allah Resulü'nden duyduğum bir şey olmasaydı, ben de dediğin gibi derdim. Ancak ben Allah Resulü'nün şöyle buyurduğunu duydum: "Sizin yöneticilerinizden bir yönetici olacak ki, malı serpercesine saymadan dağıtacaktır. Bir kişi gelip ondan bir talepte bulunacak; o da ona al diyecek, kişi eteğini açacak, o da malı serpercesine onun eteğine dökecektir." Bu arada Allah Resulü üzerinde olan kalın bir örtüyü yere serdi. Sonra da kenarlarını toplayarak aldı. O insanın yapacağı hareketi göstermek istiyordu. Sonra: "Böylece o kişi alıp gidecektir" buyurdu." [34]
35- Ebu Nezre'den dedi ki: Cabir bin Abdullah'ın yanında oturuyorduk. Bu arada Cabir: "İleride Irak ehline ne bir ölçü ne de bir dirhem götürülemeyecek" dedi. Biz: "Bu engelleme nereden olacak?" dedik. Cabir: "Acem tarafından, onlar bunu engelleyecektir" dedi. Sonra şöyle dedi: "İleride Şam ehli için de ne bir dinar nede bir ölçek götürebilecek" dedi. Biz: "Bu engelleme nereden olacak?" dedik. Cabir: "Rum tarafından engelleme olacak" dedi. Sonra da biraz sustu. Sonra şöyle dedi: "Allah Resulü (s.a.a) buyurdu ki: "Ümmetimin sonunda bir halife olacak, o malı saymadan serpercesine dağıtacaktır." Bu hadisi nakleden Cureyr diyor: "Ben Ebi Nazre ve Ebi-l Ala'ya acaba o halifenin Ömer bin Abdulaziz mi olduğunu düşünüyorsunuz?" dedim. Onların her ikisi de: "Hayır" dediler. Ayrıca İbn-il Musanne, Abd-ul Vahhab'tan o da Cureyr'den aynı senetle bu hadisin benzerini nakletmiştir." [35]
36- İbn-i Abbas'tan dedi ki: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Allah bu dini Ali ile başlattı. Ali katledilince, bozulacak ve onu Mehdi'den gayri hiç kimse doğrultamayacaktır." [36]
37- İbn-i Abbas'tan dedi ki: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "Bir ümmet ki, ben onun başında, İsa'nın sonunda ve Mehdi de ortasındadır, nasıl helak olabilir?" [37]
38- Abdullah bin el-Haris bin Caz-i ez-Zabidi'den dedi ki: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "Doğudan bir grup insan çıkacak ve Mehdi için -yani hükümdarlığı için- ortamı hazırlayacaklardır."[38]
39- Abdullah İbn-i Ömer'den dedi ki: Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Bu iş, -imamet ve İslam toplumunun önderliği- insanlardan iki kişi kalıncaya kadar daimi olarak Kureyş'te olacaktır." [39]
Ehl-i Beyt Hadislerinden Örnekler
1- İmam Sadık aleyhi's-selâm buyurdu ki: "Halk imamlarını yitirecek, ama o hac mevsiminde hazır olacak ve halkı görecek, halk ise onu görmeyecektir." [40]
2- "Esbeğ bin Nebateh" şöyle der: "Emir-el müminin Ali aleyhi's-selâm'ın huzurlarına gittim, o hazretin düşünceye daldığını ve mübarek parmaklarıyla yeri kazdığını görünce: "Sizi düşünceli görüyorum dedim, yere rağbetiniz mi var?" dedim.
İmam: "Hayır vallahi, hiçbir zaman yere ve dünyaya rağbet göstermedim. Dünyaya benim soyumdan gelecek On birinci evladım hakkında düşünüyorum. O Mehdi aleyhi's-selâm'dır, zulüm eve küfürle dolu olan yeryüzünü adaletle, eşitlikle dolduracak; onun için bir hayret ve bir de gaybet vardır, kimileri -bu gaybet ve hayret döneminde- sapar, kimileri de hidayet bulurlar" dedi.[41]
3- İmam Sadık aleyhi's-selâm buyurdular ki: "Eğer size bu işin sahibinin (yani zamanın imamı) gaybete çekildiğini bildirseler onu inkâr etmeyin." [42]
4- Hz. İmam Sadık aleyhi's-selâm buyurmuştur ki: "Kaim için iki gaybet vardır, biri kısa müddetli, diğeri ise uzun müddetli. Birinci gaybette, özel takipçilerinden başka hiç kimse onun yerini bilmeyecek ve ikinci gaybette ise hususi dostlarından başka hiç kimse onun yerini bilmeyecektir."[43]
5- Ve yine buyurdular ki: "Kaim, hiç kimsenin ona aht ve biat etmediği bir zamanda kıyam edecektir." [44]
6- Resulullah sallâ'llâhu aleyhi ve alih şöyle buyurmuştur: "Mehdi aleyhi's-selâm benim soyumdandır; ismi benim ismim ve künyesi benim künyem, şekli benim şeklim, sünnet ve tavrı benim sünnet ve tavrımdır, halkı benim şeriatım ve dinime teşvik ve Rabbimin kitabına davet eder. Ona itaat eden bana itaat etmiştir ve ona muhalefet eden bana muhalefet etmiştir, onun gaybetini inkâr eden beni inkâr etmiştir."[45]
7- İmam Zeyn-ul Abidin aleyhi's-selâm şöyle buyurmuştur: "Bizim Kaimimiz ile Allah'ın resulleri arasında bir takım benzerlikler vardır. Nuh, İbrahim, Musa, İsa, Eyyub ve Muhammed sallâ'llâhu aleyhi ve alih peygamberlerin her biri ile bir benzerliği vardır. Nuh ile uzun ömürlü olmasında, İbrahim ile, doğumunun gizli olması ve halktan uzak durmasında; Musa ile, korku hali ve gaybette yaşamasında; İsa ile halkın onun hakkındaki ihtilafa düşmesi; Eyyub ile, beladan sonra kurtuluşun yetişmesinde; Muhammed sallâ'llâhu aleyhi ve alih ile de kılıçla kıyam etmesinde benzerliği vardır."[46]
8- İmam Sadık aleyhi's-selâm buyurmuştur ki: "Bu emrin sahibi (Mehdi) için bir gaybet vardır, Allah'a kulluk eden (o zaman) takvalı olmalı ve Allah'ın dinine bağlanmalıdır."[47]
9- Yine şöyle buyurmuştur: "Halk için öyle bir zaman gelecek ki, İmamları onlardan gizli olacak." Zürare, "halkın o zaman vazifesi nedir?" diye sordum ve şu cevabı aldım der: "İmam zuhur edinceye kadar meşgul oldukları işe -dini görevlerine- sarılsınlar."[48]
10- Yine buyurmuştur: "Bu iş (İmam'ın zuhuru ve kıyamı), hiç kimsenin "Eğer biz olsaydık adaletle hükmederdik" diyememesi için halktan, millete hükmetmemiş hiç bir grup ve sınıf kalmayıncaya kadar gerçekleşmeyecektir. Sonra Kaim aleyhi's-selâm hak ve adalet üzerine kıyam edecektir." [49]
11- Esbağ bin Nebateh diyor ki, Emir-ul Müminin Hz. Ali (a.s), Hz. Mehdi (a.s) hakkında söz ederken şöyle buyurdular:
"O, (Mehdi -a.s-) öyle bir gaybete çekilecek ki, sonunda cahiller: 'Allah'ın Âl-i Muhammed'e ihtiyacı yoktur' diyeceklerdir." [50]
12- Ebu Said şöyle diyor: Hasan bin Ali (a.s) Muaviye bin Ebu Süfyan ile sulh ettiği zaman, bazıları onu bu işten dolayı kınayınca buyurdular ki:
"Yazıklar olsun size! Ne yaptığımı biliyor musunuz? Vallahi güneşin üzerinde doğup battığı her şeyden daha hayırlısını ben takipçilerim için yaptım. Benim, sizin İmamınız olduğumu, sizin bana itaat etmeniz gerektiğini ve Resulullah'ın buyurduğu cennet gençlerinin efendilerinden biri olduğumu biliyor musunuz?" "Evet, biliyoruz" diye cevap verdiler.
İmam Hasan (a.s) bunun üzerine şöyle buyurdular: "Biliyor musunuz Musa bin İmran, Hızır (a.s)'ın gemiyi delmesine, duvarı düzeltmesine ve çocuğu öldürmesine neden o kadar kızdı? Çünkü bu işlerin hikmetini bilmiyordu. Hâlbuki bu işler zikri yüce Allah'ın yanında doğru ve hikmet üzereydi. Arkasında İsa bin Meryem'in namaz kılacağı Kâim dışında biz Ehl-i Beyt'ten olan hepimizin boynunda zamanın tağutunun biati olacağını bilmiyor musunuz? Yüce Allah O'nun veladetini gizleyecek ve şahsını saklayacaktır. Böylece O, zuhur ettiğinde kimsenin biati onun boynunda olmayacaktır. O, tüm kadınların en üstünü olan birinin oğlu olan kardeşim Hüseyin'in dokuzuncu oğludur. O'nun gaybetinde, Allah Teala O'nun ömrünü uzatacak, sonra kendi kudreti ile O'nu kırk yaşından daha genç görünümlü olarak aşikâr edecektir ve bu Allah'ın her şeye kadir olduğunun bilinmesi içindir." [51]
13- Abdurrahman bin Selit diyor ki, İmam Hüseyin (a.s) şöyle buyurdu:
"On iki hidayet İmam'ı bizdendir; birincisi Emir-ul Müminin Ali bin Ebu Talip'tir; sonuncusu ise dokuzuncu evladımdır. Hak üzere kıyam edecek olan O'dur. Yeryüzü öldükten sonra, Allah O'nun vasıtasıyla tekrar onu ihya edecektir ve müşrikler istemese de Allah hak dini diğer dinlere muzaffer kılacaktır. O'nun gaybete çekildiği dönemde bazı kavimler mürtet olacak, bazıları ise dine bağlı kalacaktır; onlara eziyetler olacak ve onlara denilecek ki: 'Eğer doğru söylüyorsanız bu vaat ne zaman vuku bulacaktır?' Biliniz ki O'nun gaybetindeki eziyetlere ve tekziplere sabretmek, Resulullah ile beraber kılıçla cihad etmek gibidir." [52]
14- Salih bin Ukbe basından, o da İmam Muhammed Bâkır (a.s)'dan, O da babaları vasıtasıyla Resulullah (s.a.a)'in şöyle buyurduğunu nakletmektedir:
"Mehdi benim evlatlarımdandır, onun gaybet dönemi olacaktır. Bu dönemde ümmetten birçoğu delalete düşecektir. O, peygamberlerin nişaneleriyle gelecek, yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır." [53]
15- Mufazzal bin Ömer, İmam Cafer-i Sadık (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir:
"Yüce Allah, varlıkları yaratmadan on dört bin yıl önce, on dört nur yarattı. İşte o nurlar, bizim ruhlarımızdır." "Ey Allah Resulünün oğlu, bu on dört nur kimdir?"diye sorduklarında şöyle buyurdular: "Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin ve Hüseyin'in evlatlarından olan İmamlar. Onların sonuncusu Kâim'dir; gaybetten sonra kıyam edecek, Deccal'ı öldürecek ve yeryüzünü her türlü zulüm ve haksızlıktan temizleyecektir." [54]
16- Yunus bin Abdurrahman diyor ki, İmam Musa bin Cafer (a.s)'ın huzuruna çıkarak: "Ey Resulullah'ın oğlu! Hak üzere kıyam edecek olan Kâim sen misin?"diye sorduğumda İmam (a.s) şöyle buyurdular:
"Hak üzere kıyam eden benim. Ama yeryüzünü Allah'ın düşmanlarından temizleyecek, onu zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracak olan Kaim, benim evlatlarımın beşincisidir. Öldürülme korkusu olduğu için gaybeti o kadar uzayacak ki, bazı kavimler O'nun hakkında irtidada düşecek, bazıları ise ona bağlı kalacaklardır."
Sonra şöyle ekledi: "Bizim Kaim'imizin gaybetinde bizim sevgimize sarılan, velayetimize bağlı kalan ve düşmanlarımızdan uzaklaşan takipçilerimize ne mutlu! Onlar bizdendir, biz de onlardanız. Bizlerden İmamları olarak razıdırlar: Biz de onlardan takipçilerimiz olarak razıyız. Ne mutlu onlara! Allah'a ant olsun ki onlar, kıyamet günü bizimle aynı derecede olacaklardır." [55]
17- Hasan bin Halid, İmam Ali Rıza (a.s)'ın şöyle buyurduğunu naklediyor:
"Benim evlatlarımın dördüncüsü, cariyelerin en üstününün oğludur, Allah onun vesilesiyle yeryüzünü bütün zulüm ve haksızlıklardan temizleyecektir. Halkın, doğumunda tereddüt ettiği gaybet sahibi O'dur. O, zuhur ettiğinde yeryüzü Rabbinin nuru ile aydınlanacak, halkın arasında adalet ölçüsünü kuracak, böylece hiç kimse başkasına zulmetmeyecek ve yeryüzü O'na itaat edecek ve onun gölgesi de olmayacaktır.
Gökten bir münadi onun adına nida edecek ve yeryüzündeki bütün halk ona doğru yapılan şu çağrıyı işitecek: "Bilin ki, Allah' ın hücceti Beytullah'ın yanında zuhur etti, O'na tabi olun; şüphesiz hak O'nunladır ve O'ndadır. Ve bu konuda Allah'ın ayeti şöyle geçer: "Eğer istersek onlara gökten bir ayet nazil ederiz de hepsinin boynu onun karşısında eğilir."[56] "Yakın bir mekândan bir münadi, o gün nida eder ve onlar da o hak sesi duyarlar. İşte o gün huruç günüdür." [57] Yani oğlum Kâim Mehdi'nin huruç günüdür." [58]
18- Abdulazim bin Abdullah şöyle diyor: İmam Muhammed Takî (a.s)'ın yanına giderek Mehdi'nin Kâim mi başkası mı olduğunu sormak istedim. Ama İmam (a.s) söze başlayarak bana şöyle buyurdular:
"Ey Ebu'l- Kasım! Doğrusu bizden olan Kaim, Mehdi'dir. Onu, gaybetinde beklemek ve zuhurunda itaat etmek vaciptir. O, benim evlatlarımdan üçüncüsüdür. Muhammed sallallâhu aleyhi ve alih'i peygamber olarak gönderen ve İmameti bizlere mahsus kılan Allah'a ant olsun ki, eğer dünyanın sonuna sadece bir gün kalsa dahi, Allah o günü o kadar uzatacak ki O, o günde zuhur edecek, yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracaktır." [59]
19- Sakr bin Ebu Delf, İmam Ali Naki (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Benden sonraki İmam, oğlum Hasan'dır; O'ndan sonraki İmam ise O'nun oğlu Kaim'dir. O, yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduktan sonra adalet ve eşitlikle dolduracak olandır." [60]
20- İmam Mehdi (a.s) da gaybetiyle ilgili şöyle buyurmuştur:
"Benim gaybetim döneminde benden faydalanmaya gelince; bu dönemde benden faydalanmak, bulutlarla örtülen güneşten yararlanmaya benzer. Ben yeryüzü ehli için kurtuluş ve emniyet vesilesiyim. Nitekim yıldızlar da gök ehli için emniyet vesileleridir. Öyleyse sizi ilgilendirmeyen şeyleri sormayın. Sizden istenilmeyen şeyleri bilmek için kendinizi zahmete düşürmeyin. Kurtuluşun yakın olması için çok dua ediniz. Çünkü dua sizin kurtuluş vesilenizdir." [61] [62]
Şimdi mümin kardeşlerimin, Hz. Mehdi (a.s) ile ilgili nakledilen hadis ve rivayetlerin mevcudiyeti hakkında daha fazla bilgi edinmeleri için, Ayetullah Safi-i Gulpayiganı'nın "Muntehab-ul Eser" [63] adlı kitabındaki Hz. Mehdi (a.s) hakkındaki hadislerin istatistiğini aziz okuyuculara sunuyoruz, umulur ki istifade etmiş olurlar inşallah.
Hz. Mehdi (a.s) hakkındaki hadislerin istatistiği:
1- "İmamlar on iki tanedir" diyen hadislerin sayısı: 271.
2- "İmamların sayısı, Beni İsrail Nükabaları'nın (başkanlarının) sayısı miktarıncadır" diyen hadislerin sayısı: 40.
3- "On iki İmamın ilki, Hz. Ali (a.s)'dır" diyen hadislerin sayısı: 133.
4- "On iki İmamın evveli Hz. Ali (a.s), sonuncusu ise Hz. Mehdi (a.s)'dır" diyen hadislerin sayısı: 91.
5- "İmamlar on iki tanedir; onların sonuncusu Mehdi'dir" diyen hadislerin sayısı: 94.
6- "İmamlar on iki tanedir; onlardan dokuzu İmam Hüseyin'in evlatlarındandır" diyen hadislerin sayısı: 139.
7- "İmamlar on iki tanedir; onlardan dokuzu İmam Hüseyin'in evlatlarındandır; dokuzuncusu ise onların Kâimidir" diyen hadislerin sayısı: 107.
8- On iki İmamın isimlerini açıklayan hadislerin sayısı: 50.
9- Hz. Mehdi'nin zuhurunu müjdeleyen hadislerin sayısı: 657.
10- "Mehdi, Ehl-i Beyt'tendir; Mehdi'nin ismi, Resulullah'ın isminin ve künyesi de O'nun künyesinin aynısıdır" diyen hadislerin sayısı: 389.
11- "Mehdi, insanlar arasında Resulullah'a en çok benzeyen kimsedir" diyen hadislerin sayısı: 48.
12- Mehdi (a.s)'ın yüz ve boyunu tarif eden hadislerin sayısı: 21.
13- "Mehdi (a.s), Hz. Ali (a.s)'ın evlatlarındandır" diyen hadislerin sayısı: 214.
14- "Mehdi (a.s), Hz. Fatıma'nın evlatlarındandır" diyen hadislerin sayısı: 192.
15- "Hz. Mehdi, İmam Hüseyin (a.s)'ın evlatlarındandır" diyen hadislerin sayısı: 185.
16- "Hz. Mehdi, İmam Hüseyin (a.s)'ın İmam olan dokuz evlatlarındandır" diyen hadislerin sayısı: 160.
17- "Hz. Mehdi, İmam Hüseyin'in dokuzuncu evladıdır" diyen hadislerin sayısı: 148.
18- "Hz. Mehdi, Ali bin Hüseyin'in evlatlarındandır" diyen hadislerin sayısı: 185.
19- "Hz. Mehdi, İmam Muhammed Bakır (a.s)'ın evlatlarındandır" diyen hadislerin sayısı: 103.
20- "Hz. Mehdi, İmam Sadık (a.s)'ın evlatlarındandır" diyen hadislerin sayısı: 103.
21- "Hz. Mehdi, İmam Sadık (a.s)'ın altıncı evladıdır" diyen hadislerin sayısı: 99.
22- "Hz. Mehdi, İmam Musa bin Cafer (a.s)'ın evlatlarındandır" diyen hadislerin sayısı: 101.
23- "Hz. Mehdi, İmam Musa bin Cafer (a.s)'ın beşinci evladıdır" diyen hadislerin sayısı: 98.
24- "Hz. Mehdi, İmam Ali bin Musa er- Rıza (a.s)'ın evlatlarından dördüncüsüdür" diyen hadislerin sayısı: 95.
25- "Hz. Mehdi, İmam Muhammed Taki'nin evlatlarından üçüncüsüdür" diyen hadislerin sayısı: 90.
26- "Hz. Mehdi, Ali'yyul- Hadi (Ali Naki -a.s-)'ın evlatlarındandır" diyen hadislerin sayısı: 90.
27- "Hz. Mehdi, Ebu Muhammed Hasan Askeri (a.s)'ın oğludur" diyen hadislerin sayısı. 146.
28- "Babasının ismi Hasan'dır" diyen hadislerin sayısı: 147
29- "Cariyelerin Hanım efendisinin oğludur" diyen hadislerin sayısı: 9.
30- "Hz. Mehdi, On iki İmamın sonuncusudur" diyen hadislerin sayısı: 136.
31- "Hz. Mehdi, yeryüzünü adaletle dolduracaktır" diyen hadislerin sayısı: 123.
32- "O'nun (Mehdi -a.s-) iki gaybeti olacaktır" diyen hadislerin sayısı: 10.
33- "O'nun uzun bir gaybeti olacaktır." diyen hadislerin sayısı: 91.
34- Gaybetinin nedenini açıklayan hadislerin sayısı: 7.
35- Gaybeti döneminde halkın O'ndan yararlanması hakkındaki hadislerin sayısı: 7.
36- "Gerçekten O, (Mehdi -a.s-) uzun ömürlüdür." diyen hadislerin sayısı: 318.
37- "Görünümü gençtir" diyen hadislerin sayısı: 8.
38- "Doğumu gizli olacaktır" diyen hadislerin sayısı: 14.
39- "O'nun üzerinde hiç kimsenin biati olmayacaktır" diyen hadislerin sayısı: 10.
40- "Allah'ın düşmanlarını öldürecek, yeryüzünü şirk ve… temizleyecektir" diyen hadislerin sayısı: 19.
41- "O, Allah'ın emrini aşikâr edecek, İslam'ı yeryüzünde yayacak ve dünyaya hâkim olacak…" diyen hadislerin sayısı: 47.
42- "O, insanları Kur'ân'a ve sünnete sevk edecektir" diyen hadislerin sayısı: 15.
43- "O, Allah'ın düşmanlarından intikam alacaktır" diyen hadislerin sayısı: 4.
44- "Peygamberlerden O'nda bir takım sünnetler vardır" diyen hadislerin sayısı: 23.
45- "O, kılıçla kıyam edecektir" diyen hadislerin sayısı: 7.
46- "O'nun siyeri ile ilgili hadislerin sayısı: 30.
47- O'nun zühdü ile ilgili hadislerin sayısı: 4.
48- Adaleti ve devletindeki emniyetin yaygınlığıyla ilgili hadislerin sayısı: 7.
49- İlmi hakkındaki hadislerin sayısı: 5.
50- Cömertlik ve bağışıyla ilgili hadislerin sayısı: 13.
51- "Allah Teala O'nun eliyle peygamberlerin mucizesini aşikâr kılacak ve onların mirasları onunla birliktedir" diyen hadislerin sayısı: 5.
52- "Şiddetli bir imtihandan sonra zuhur edecektir" diyen hadislerin sayısı: 24.
53- "İsa bin Meryem (a.s)'a imamlık yapacaktır" diyen hadislerin sayısı: 25.
54- Bayrağının sahibi ve onda yazılan yazı ile ilgili hadislerinin sayısı: 6.
55- Doğumu, tarihi ve annesinin durumu ile ilgili hadislerin sayısı: 214.
56- Babasının hayatı dönemindeki mucizeleri ile ilgili hadislerin sayısı: 9.
57- Babasının hayatı döneminde O'nu gören kimselerle ilgili rivayetlerin sayısı: 19.
58- Gaybet-i Suğra (Küçük Gizlilik) döneminde O'nu görme şerefine erişen kimseler hakkındaki rivayetlerin sayısı: 25.
59- Gaybet-i Suğra dönemindeki bazı mucizelerini anlatan rivayetlerin sayısı: 27.
60- Gaybet-i Suğra döneminde, elçi ve naiplerinin haletleri ile ilgili rivayetlerin sayısı: 22.
61- Gaybet-i Kübra dönemindeki mucizeleri ile ilgili rivayetlerin sayısı: 12.
62- Gagbet-i Kübra döneminde O'nu gören kimseler ile ilgili rivayetlerin sayısı: 13.
63- Zuhurunun niteliğini anlatan rivayetlerin sayısı: 12.
64- O'nun zuhurundan önceki durum, fitne ve günahların çokluğu ile ilgili hadislerin sayısı: 37.
65- Bazı zuhur alametleri ile ilgili hadislerin sayısı: 29.
66- Gökten O'nun ve babasının ismiyle duyulacak ses ile ilgili hadislerin sayısı: 27.
67- O'nun zuhurundan önceki zamanda fiyatların çok yüksek olması, hastalıkların çoğalması vs. şeylerle ilgi hadislerin sayısı: 23.
68- Süfyanı'nın hurucu, ay tutulması vs. şeyler ile ilgili hadislerin sayısı: 38.
69- Deccal'ın hurucu hakkındaki hadislerin sayısı: 12.
70- Zuhur edeceği yıl, ay ve gün hususunda vakit belirlemenin caiz olmaması ile ilgili hadislerin sayısı: 7.
71- Zuhur edeceği yer ile ilgili hadislerin sayısı: 17.
72- Yeryüzünün doğu ve batısını fethetmesiyle ilgili hadislerin sayısı: 12.
73- Bütün milletlerin İslam üzere toplanmasıyla ilgili hadislerin sayısı: 7.
74- Yerin servet ve madenlerini dışarı çıkarmasıyla ilgili hadislerin sayısı: 10.
75- Gök ve yeryüzü bereketlerinin açığa çıkmasıyla ilgili hadislerin sayısı: 12.
76- Üç yüz on üç kişinin O'nun yanında bulunmasıyla ilgili hadislerin sayısı: 25.
77- Yeryüzünün adaletle dolmasıyla ilgili hadislerin sayısı: 129.
78- Hz. İsa'nın yere inmesi ve Hz. Mehdi (a.s)'ın arkasında namaz kılmasıyla ilgili hadislerin sayısı: 29.
79- Deccal'ı öldürmesiyle ilgili hadislerin sayısı: 6.
80- Süfyani ile savaşıp onu öldürmesiyle ilgili hadislerin sayısı: 2.
81- O'nun zamanında yeryüzünün bayındırlığıyla ilgili hadislerin sayısı: 5.
82- O'nun asrında işlerin kolaylaşması ve akılların kamla erişmesiyle ilgili hadislerin sayısı: 7.
83- Ashabının faziletleriyle ilgili hadislerin sayısı: 14.
84- Ashabının güç ve kuvvetleriyle ilgili hadislerin sayısı: 5.
85- Zuhurundan sonra hilafetinin süresiyle ilgili olan hadislerin sayısı: 18.
86- Yemeği, içmeği ve giyimiyle ilgili hadislerin sayısı: 4.
87- Halkı, kendisine davet ettiği şeyler hakkındaki hadislerin sayısı: 7.
88- Kâim'i inkâr etmenin haram olması hakkındaki hadislerin sayısı: 9.
89- Fereci beklemenin faziletiyle ilgili hadislerin sayısı: 23.
90- Hz. Mehdi'ye nispet, takipçilerinin bazı görevleriyle ilgili hadislerin sayısı: 54. 91- O'nu idrak etme ve O'nu İmam edinmekle ilgili hadislerin sayısı: 10.
92- Gaybeti döneminde, O'na inananların faziletleriyle ilgili hadislerin sayısı: 23.
93- O'na salât ve selam göndermenin niteliğiyle ilgili hadislerin sayısı: 6
94- O'ndan nakledilen bazı dualarla ilgili hadislerin sayısı: 13.
"Allah'ım, arzu edilen Kâim ve beklenilen adalet veliyy-i emrine salat gönder; onu dergahına yakın olan meleklerle kuşat, Ruh-ul Kudüs'le te'yit et; ey âlemlerin Rabbi olan Allah!
Allah'ım, onu kitabına davetçi, dinini ayakta tutan, ondan öncekileri halife kıldığın gibi onu yeryüzünde halifen kıl; onun için razı olduğun dinini (korumayı) ona mümkün kıl, korkusunu güvene dönüştür; ta ki sana ibadet etsin…
Allah'ım, onu aziz kıl; onunla bizi izzetlendir; ona yardım et ve onun vesilesiyle bize yardımda bulun; ona izzetli bir zafer bağışla ve kolay bir genişlik ona aç; kendi katından ona bir güç ve kudret ver.
Allah'ım, onun vesilesiyle dinini ve peygamberinin sünnetini aşikâr et; öyle ki hak ve hakikatten hiçbir şey, yaratıkların korkusundan dolayı insanlara gizli kalmasın.
Allah'ım, biz senden İslam ve ehline izzet bağışlayacağın; nifak ve ehlini zelil edeceğin onurlu bir devletin tahakkuk bulmasını istiyoruz; öyle bir devlet ki, bizi o devlette, itaatine davet edenlerden ve hidayet yolunu öncülülerinden kılasın, onun vesilesiyle dünya ve ahiret kerametini bize ihsan edesin. Allah'ım, bizi, haktan bize tanıttığın şeyi taşımaya muvaffak et; eksiğimiz olan (tanımadığımız) şeyi de bize ulaştır (bizi ondan haberdar kıl).
Allah'ım, onun vesilesiyle dağınıklığımızı topla, ayrılığımızı birleştir, açığımızı kapat, azlığımızı çoğalt, zilletimizi izzete dönüştür, ailemizi müstağni kıl, borcumuzu eda et, fakirlik ve ihtiyacımızı gider, zorluğumuzu kolaylaştır, yüzlerimizi ak et, esirlerimizi esaret zincirinden kurtar, isteklerimizi karşıla, (zuhuru için) bize verdiğin sözü yerine getir, dualarımızı kabul eyle, istediğimiz şeyleri ver, bizi dünya ve ahiret arzularımıza ulaştır ve isteğimizden daha fazla bize bağışta bulun.
Ey istenilen ve bağışta bulunanların en hayırlısı! Onun vesilesiyle göğüslerimize şifa ver, kalplerimizin öfkesini gider, bütün ihtilaflara rağmen bizi hakka hidayet et; şüphesiz sen istediğini doğru yola hidayet edersin, yine onun vesilesiyle düşmanına ve düşmanımıza karşı bize yardımda bulun; ey hak olan Allah!
Allah'ım, peygamberimizin -senin salât'ın O'na ve Ehl-i Beytine olsun- yanımızda olmamasından, İmamımızın gaybetinden, düşmanımızın çok ve sayımızın azlığından, fitnelerin bize şiddetinden ve zamanın şerlerinin bizi güçsüz düşürmesinden sana şikâyet ediyoruz. Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine salât gönder, katından olan acil bir zaferle, zorlukları gidermenle, güçlü bir yardımınla, aşikâr kıldığın hak bir saltanatla, bizleri kapsayan geniş bir rahmetinle, bizleri örten bir afiyetle bize yardımda bulun; kendi rahmetin hürmetine ey rahmet edenlerin en merhametlisi!" (İftitah Duasından)
[1] – Müsned-i Ahmed bin Hanbel, c. 1, s.99, hadis no: 734, Sünen-i Ebu Davud, hadis no: 3734, İtikad-ı Beyhaki, s. 105, Yenabi-ül Meveddet, s. 432, Nur-ül Ebsar, s. 145.
[2] – Sahih-i Tirmizi, hadis no: 2157, Münteheb-i Kenz-ül Ummal, c. 6, s. 30, Mesabih-üs Sünnet, Bab-ı Eşrat-üs Saat, Sünen-i ebu Davud, hadis no: 3733.
[3] – Müsned-i Ahmed, c. 3, s. 36, hadis no: 10887, el-Müstedrek, c. 4, s. 557, Yenabi-ül Meveddet, s. 186.
[4] – Zehair’ul- Ukba, s. 136 (Mısır bas.), Yenabi-ül Meveddet, s. 488, 490, Bu hadisi Abu Naim de Arbain kitabında nakletmiştir.
[5] – Sünen-i Tirmizi, hadis no: 2156, Tirmizi, bu hadisi naklettikten sonra onu Hz. Ali, Ebu Said Hudri, Ümmi Seleme ve Ebu Hüreyre’nin de naklettiklerini ve sahih olduğunu da kaydetmiştir. Ayrıca bkz. Müsned-i Ahmed, hadis no: 3390, 3391, 3392, 3890, 4054.
[6] – Sünen-i İbn-i Mace, hadis no: 3769, Münteheb-i Kenz-ül Ummal, c. 6, s. 30, Sevaik-ül Muhrika, on ikinci ayet, Ebu Nuaym el-Erbaune Hadisen fi Zikr-il Mehdi, 36.hadis, el-Beyan fi Ahbar-i Ahir-iz Zaman, s. 97, Kurtubi, Tezkire, s. 619, el-Fusul-ül Mühimme, s. 280, Ebu’l Ala-i Attar, el- Erbaun, s. 301, Cami-üs Sağir, c. 2, s. 377, el- Havi li’l Fetava, s. 64, İsaf-ur Rağibin, s. 150, ve..
[7] – Yenabi-ul Mevedde, s. 494,
[8] – Yenabi’ul- Mevedde, s. 285, 445.
[9] – Age. s.492.
[10] – Age. s.467
[11] -Müsned-i Ahmed, c. 3, s. 37, hadis no: 10898, 11061. Ayrıca bkz. Müsned-i Ahmet, hadis no: 10780, 10791, 10887, 10706, 11238, Münteheb-i Kenz-ül Ummal, c. 6, s. 29, İsaf-ür Rağibin, s. 137, Nur-ül Ebsar, s. 155, Yenabi-ül Meveddet, s. 469.
[12] – Feraid’us- Simtayn, c.2, s.334.
[13]– Sünen-i İbn-i Mace, hadis no: 4067.
[14] – Sahih-i Müslim, hadis no: 225, Müsned-i Ahmed, hadis no: 14193, 14595, 19007.
[15] – Sahih-i Buhari, hadis no: 3193, Sahih-i Müslim, hadis no: 222, 223, 224, Müsned-i Ahmet hadis no: 7355, 8077.
[16] – Müsned-i Ahmed, hadis no: 610, Sünen-i İbn-i Mace hadis no: 4075, Münteheb-i Kenz-ül Ummal c. 6, s. 30, Cami-üs Sağir, hadis no: 9243, Yenabi-ül Meveddet, s. 488, Cevahir-ül Ikdeyn, s. 432, ve….
[17] – Sünen-i Ebi Davut, hadis no: 3735, Sünen-i İbn-i Mace, hadis no: 4076, Müntahb-ı Kenz-ül Ummal, c. 5, s. 96, et-Tac-ül Cami-ü li’l Usul, c. 5, s. 364, Mesabih-üs Sünnet, Eşrat-üs Saaat babı, İsaf-ür Rağibin, s. 134, Yenabi-ül Meveddet, s. 432, ve..
[18] – Sünen-i İbn-i Mace, hadis no: 4077, Yenabi-ül Meveddet, s. 435, Savaik-ül Muhrika, s. 309, Zehair-ül Ukba, s. 15, Metalib-üs Sual, ikinci bab, el- Burhan fi Alamat-ül Mehdi, ikinci bab ve..
[19] – el-Fusul-ül Muhimme, s. 295, el-Firdevs, İbn-i Şirveyh-i Deylemi’nin Elif ve Lam babı, Yenabi-ül Meveddet, s. 181, 435, 489, Nur-ül Ebsar, s. 154.
[20] – Müstedrek-i Sahihayn, c. 4, s. 558, el-Müsned, c. 3, s. 28, 70, hadis no: 10791, 11238, Ebu Nuaym Erbain, 2.hadis, Telhis-ül Müstedrek, c. 4, s. 558, ve el-Havi lil- Fetava, c. 2, s. 63.
[21] – Usd-ül Ğabe, c. 1, s. 259, Erbain Hadisen fi Zikr-il Mehdi, 37.hadis, Muntahab-i Kenz-ül Ummal, c. 6, s. 30, el-Beyan fi Ahbar-i Ahir-iz Zaman, s. 98, es-Sevaik-ül Muhrika, s. 99, el-Havi li-l Fetava, c. 2, s. 64, el-Cami-üs Sağir, c. 2, s. 33, el-Fusu-ül Mihimme, s. 280, el-isabe, c. 4, s. 31, Mecm-üz Zevaid, c. 5, s. 190, el-Erbain, s. 299, el-Kureb, fi Muhabbet-il arab, s. 134, Nur-ül Ebsar, s. 231, el-Feth-ül Kebir, c. 2, s. 164.
[22] – Yenabi-ül Meveddet, s. 445, Meveddet-ül Kurba, s. 96.
[23] – Müntahab-ı Kenz-ül Ummal, c. 6, s. 30, el-Cami-üs Sağir, hadis no: 9245, Yenabi-ül Meveddet, s. 188.
[24] – Sünen-i Tirmizi, hadis no. 2158, Tirmizi, Ebu İsa’dan naklen bu hadisin hasan olduğunu kayderek, onun bir çok kanaldan Ebu Said’den rivayet edildiğini de kaydetmiştir. Ayrıca bkz. Müsned-i Ahmed, hadis no: 10737, et-Tac’ül Cami li-l Usul, c. 5, s. 364.
[25] – Sünen-i Ebu Davud, hadis no: 3736, el-Müstedrek, c. 4, s. 557, et-Tac, c. 5, s. 364, Nur-ül Ebsar, s. 145, Münteheb-i Kenz-ül Ummal, c. 6, s. 30 ve..
[26] – el-Havi li’l Feteva c. 2, s. 67, Münteheb-i Kenz-ül Ummal, c. 5, s. 404.
[27] – Müstedrek-üs Sahihayn, c. 4, s. 1334, İsaf-ür Rağibin, s. 134, Yenabi-ül Meveddet, s. 341, ve..
[28] – Yenabi-ül Meveddet, s. 448, el-Burhan fi Alamat-i Mehdiyy-i Ahır-iz Zaman, ikinci bab.
[29] – Yenabi-ül Meveddet, s. 432.
[30] – Sünen-i İbn-i Mace, hadis no: 4072.
[31] – Yenabi-ül Meveddet, s. 491, Nur-ül Ebsar, s. 155, el-Burhan fi Alamatı Mehdiyy-i Ahır-iz Zaman, el-Melahim ve’l Fiten, 191.bab.
[32] – Yenabi-ül Meveddet, s. 423, İsaf-ür Rağibin, s. 135.
[33] – Sahih-i Müslim, hadis no: 5190, 5191, Müsned-i Ahmed, hadis no: 10589, 10911, 11030, 11152, 11478, Yenabi-ül Meveddet, s. 182, 230, et-Tac el- Cami li-l Usul, c. 5 s. 363.
[34] – Müsned-i Ahmed, hadis no: 11502.
[35] – Sahih-i Müslim, hadis no: 5189, Müsned-i Ahmed, hadis no: 13886.
[36] – Yenabi-ül Meveddet, s. 445, 259.
[37] – Tarih-i İbn-i Asakir, c. 2, s. 62, Münteheb-i Kenz-ül Ummal, c. 6, s. 30, 31, Siret-ül Helebiyye, c. 1, s. 227,
[38] – Sünen-i İbn-i Mace, hadis no: 4078.
[39] – Sahih-i Buhari, hadis no: 324, 6607, Sahih-i Müslim, hadis no: 3392, Müsned-i Ahmed, hadis no: 4519, 4600, 5847.
[40] – Usul-u Kâfi, c.1 s. 337.
[41] – Usul-u Kâfi, c.1 s.338.
[42] – Usul-u Kâfi, c.1 s.338.
[43] – Usul-u Kafi, c-1, s.340.
[44] – Usul-u Kâfi c.1 s. 342.
[45] – İ’lam’ul Vera, s.425.
[46] – Kemal’ud-Din s.322, 31. babin 3. hadis.
[47] – Kemal’ud-Din s.343, 33. babin 25. hadis.
[48] – Kemal-ud Din, s.343, 33. bab, 25. Hadis.
[49] – İsbat’ul Hudat, c.7, s.427-428. “Gaybet-i Nu’mani”den.
[50] – Kemal’ud- Din, c.1, s. 302.
[51] – A. K. c. 1, s. 305.
[52] – Uyun’ul- Ahbar, c. 1, s.68.
[53] – A. K. c. 1, s. 287. Bihar, c.51, s.72.
[54] – A. K. c. 2, s. 335. Bihar, c. 51, s. 144.
[55] – Kifayet-ül Eser s. 265
[56] – Şuara/4.
[57] – Kaf/41,42.
[58] – Yenabi-ül Meveddet s. 448
[59] – Kemal-üd Din c. 2 s. 337
[60] – A. K. C. 2 s. 383
[61] – Bihar-ül Envar c. 53. S. 181
[62] – Bihar-ül Envar c. 51 s. 44-45
[63] – Müntahab’ul- Eser, s.15-19.