Şüphesiz kötü ahlak sirkenin balı bozduğu gibi ameli bozar. el-Kafi, 2/321/1 İmam Cafer-i Sadık (a.s)

İman, Küfür, Bidat, Takiyye, Tevessül, Beda…

Sahabenin Adaleti

130.    Hz. Resuli Ekrem'in (s.a.a) döneminde o hazrete iman eden ve O'nun huzurunda marifet edinen sahabesi, biz Şiîlerin yanında özel bir saygınlığa sahiptirler; ister Bedir, Uhud, Ahzab ve Huneyn savaşlarında şehadet şerbetini içenler ve ister Hz. Resuli Ekrem'in (s.a.a) vefatından sonra yaşayanlar olsun, onların tümü Hz. Resulullah'a (s.a.a) iman...

Bedâ

128.    Allah Teâlâ'nın insan hakkında iki türlü takdiri vardır: 1- Hiçbir şekilde değişmeyecek kesin takdiri; 2- Bazı şartlar olmayınca değişen ve yerini başka bir takdire bırakan muallâk takdir. Yukarıdaki kesin ilkeyi göz önünde bulundurarak, her ne kadar bazı İslâm fırkaları "bedâ" terimini kullanmaktan sakınsalar da, "bedâ" inancının, tüm Müslümanların icmalen kabul ettiği...

Tevessül

126.   İnsanoğlunun hayatı, her birinin kendine has etkileri olan tabiî araç ve gereçlerden yararlanmak üzerine kurulmuştur. Hepimiz susayınca su içer ve acıkınca yemek yeriz. Çünkü etkilemede bağımsız olduklarını kabul etmediğimiz takdirde tabiî gereçler vasıtasıyla ihtiyaçları gidermek tevhidin özüdür. Kur’ânı Kerim, Zulkarneyn'in sed yapmak için halktan yardım istediğini vurgulamaktadır: Siz bana...

Takiyye

124.    Kur’ânı Kerim'in öğretilerinden biri de, Müslüman bir kişinin inancını belirtmesi sonucu can, mal ve ırzının tehlikeye düşeceği durumlarda, inancını gizleme serbestisine sahip olmasıdır. Şeriat ıstılâhında bu işe "takiyye" denilmektedir. Takiyyenin caizliğinin şer'î kaynağına ilaveten akıl da hassas şartlarda onun gerekliliğine tanıklık etmektedir. Çünkü bir taraftan can, mal ve...

Bidat

123.    "Bidat", lügatte, failinin bir nevi kemalini gösteren, geçmişi olmayan yeni bir iştir; nitekim Allah Teâlâ'nın sıfatlarından biri "Bedî"dir: "(O,) göklerin ve yerin yaratıcısıdır."[1] "Bidat"in ıstılâhî anlamı ise insanın, dinde olmayan bir şeyi dine nisbet etmesidir; bidatin en kısa tanımı, "dinde olmayan bir şeyi dine sokmak"tır. Dinde bidat yaratmak büyük...

İman, Küfür, Bidat, Takiyye, Tevessül, Beda…

120.   İmanla küfrün sınırı önemli kelamî konulardandır. "İman", lügatte, tasdîk etmek ve "küfür" ise örtmek anlamındadır; dolayısıyla, -buğdayı yere gömen- çiftçiye de "kâfir" denilmektedir. Fakat akaid ve kelâm ilimlerinde "iman"dan maksat, Allah Teâlâ'nın birliğine, kıyamet gününe ve Hz. Resuli Ekrem'in (s.a.a) peygamberliğine inanmak anlamındadır. Elbette Hz. Resuli Ekrem'in (s.a.a)...