Hidayet Meşalesi
Misbah-ı Hidayet: Hidayet Meşalesi
Hz. İbrahim -as- o kurak ve ıssız çölde eşiyle minik oğlunu yapayalnız bırakıp da giderken ellerini göğe açıp şöyle yakarıyordu: “Ya Rabbi! İnsanların kalbini bunlara yönelt!”
Bu duanın kabul olunduğunun en bariz delili hz. Halil İbrahim’le -as- Zebihullah* İsmail’in -as- temiz soyu olan hz. Peygamber-i Ekrem’le -sav- onun mübarek Ehl-i Beyt’ine karşı bugün insanlığın beslediği sevgi ve saygıdır. Bu temiz soyu yeryüzünden kaldırmaya çalışan gaspçı katillerin bütün çabalarına rağmen ne hz. Resulullah’ın -sav- ne de onun mutahhar soyunun sevgisi insanoğlunun yüreğinden kazınmamıştır asla. O yüce hazretin mübarek Ehl-i Beyt’i arasında hz. İmam Hüseyin bin Ali’nin apayrı bir yeri olduğu muhakkak. Nitekim Hak Teala hazretleri onun sevgisini bütün müminlerin kalbine yerleştirmiş, onun adını yerin ve göğün süsü kılmış, meleklerden cinlere ve insanlara varıncaya kadar bütün varlık âleminin kalbini Hüseyn’in -as- aşkıyla tutuşturmuş ve yüce Resulü’nün -sav- diliyle “Hüseyin hidayet meşalesi ve kurtuluş gemisidir” buyurmuştur. Hz. Hüseyin -as- gerçek anlamda bir kahramanlık sembolü ve gerçek anlamda bir iman timsalidir; cesaret ve yiğitliği kadar mazlumdur da aynı zamanda… Onun bilfiil “Allah’a kurban” olması karşısında Hak Teala hazretleri onun sevgisini bütün müminlerin yüreğine aşılamış, iman sahibi her kalbi Hüseynî nurla coşturup cuş-u huruşa getirmiştir.
İslam ümmeti arasında İmam Hüseyn’i bilmeyen, şehidler efendisi “Seyyiduşşuheda” hakkındaki hadisleri duymayan ve onun faziletlerinden bîhaber olan bir tek mümine rastlayabilmek mümkün değildir. Sünnisiyle, şiisiyle tüm islâmi kaynaklar hz. Hüseyin’in -as- fazilet ve nadide kişiliğini tasvir eden hadislerle doludur:
Hanbeli mezhebinin imamı Ahmed bin Hanbel kendi senediyle Ebi Sâbit’ten naklen Cabir’in şöyle dediğini rivayet eder: Ali’nin küçük oğlu Hüseyin camiye girdi, bu sırada hz. Resulullah -sav- onu göstererek şöyle buyurdular:
“Cennet gençlerinin efendisini görmek isteyen, Hüseyin’e baksın!”[1]
Yine İbni Kesir, Tirmizi ve diğer tanınmış ehl-i sünnet kaynaklarında hz. Resulullah’ın -sav- “Hüseyin benden, ben Hüseyindenim; Allah Teala Hüseyn’i seveni sever. Hüseyin, resullerin temiz evlatlarından olup hayrın ve saadetin öncüsü, sancaktarıdır” buyurduğu geçer.[2]
İbni Hacer Askalani şöyle der: “Abdullah bin Ömer, Kâ’be duvarının gölgesinde oturmuştu; bu sırada hz. Hüseyin bin Ali -s- çıkageldi, Abdullah o hazreti görür görmez “İşte bu insan bugün gökler ehli nezdinde yer ehlinin en sevgili insanıdır” dedi[3].
Evet; Alioğlu Hüseyin o yüce kişiliği ve her insanı büyüleyen o çarpıcı karakteriyle; insanoğlunu ve gerçek bir hürriyet mücadelesinin nasıl verilmesi gerektiğini kendisinin ve en azizlerinin canı ve esareti pahasına öğrettiği için elbette ki insanlığa örnek olacak ve zulme boyun eğmek istemeyenler kıyamete değin onun izinde yürüyerek şeref ve kurtuluşu tadabileceklerdir.
Hüseynî Mesaj
Hüseyn’in sözü ve eylemi, uçsuz bucaksız ilahî rahmetin deryasından coşan bir pınar ve velayet çeşmesinin billur suyundan bir örnektir:
Hakka susayanlara… İrfan, takva, ilahi aşk, sadakat ve vefakarlık tutkunlarına… Onun mesajı hürriyet, insanca ve şerefle yaşamak, hidayet, sevgi, kahramanlık ve insanın büyüklüğüdür. Müslümanlara nasıl yaşamak, nasıl ölmek, nasıl sevmek, Allah’a nasıl teslim olmak ve zalimin karşısına nasıl dikilmek gerektiğini bilfiil öğreten bir hayat ve şehadet timsalidir Hüseyn!..
İnsanlık ve manevi değerlerin pula satıldığı ve insanların ülkü ve ideallerinden soyutlanarak basit, amaçsız ve değersiz mahlukatlar şeklinde kökleştirildiği günümüz dünyasının sadakat ve yiğitlik hasretiyle kavrulan atmosferinde İmam Hüseyn’in -as- yolu insanoğlu için sönmeyen bir meşale ve bu amansız fırtınalar arasında limana mutlaka selametle varacak nâdide bir kurtuluş gemisidir.
Bu şeref ve vefâ zemzemi, asırlarca insanlığın susuzluğunu gidermiş, yozlaşmayı önlemiş insânî hayat ve gayeyi en mükemmel tabirlerle yorumlayabilmiş, hak ve hakikat aşıklarının “neden”ler ve “nasıl”lar arasında şaşkına uğrayıp yollarını yitirmelerini önlemiş, eşi emsali bulunmayan “Kerbelâ” ve “Aşura”sıyla insanlık tarihinde sönmeyecek bir nuru yalımlandırıp şeref ve izzet semalarında parlaklığıyla herkese “kılavuz” kesilen bir yıldız yaratmıştır.
Tüm kainatın yaradılış gayesi ve varlık sebebi olan hz. Resulullah’ın -sav- mübarek ve mutahhar soyu ve ilim şehrinin kapısı, Allah’ın arslanı Aliyy-i Murtaza’yla -sa-, Ebrâr Ayetleri ve Kevser Suresi’nin şanlı mazharı dünya ve ahiret kadınlarının ulusu hz. Fatımâ-ı Zehrâ selamullah aleyhâ’nın canlarının usaresi olan cennet gençlerinin efendisi Hüseyn-i Şehid’in mübaret söz ve konuşmalarından derlenen bazı vecizeleri bu küçük kitapçıkta sizlere sunmak istedik.
Ola ki, Rahman’ın lütfu ve keremiyle, samimi gönüllere en besleyici gıda kesilir de müminlerin Hakk’ın rızasına nail olmayı öğrenmeleri yolunda bir rahmet bulutu oluşturur ve O’nun cennetine açılan bir “Hüseynî kapı” nasip eder has kullarına…
Cennet gençlerinin efendisi hz. İmam Hüseyin’in -sav- mübarek doğum günü olan Şaban ayının 3. gününde kaleme alınan bu eserde o büyük insanın vecize ve hadislerinden kırkını biraraya getirerek “Hüseynî Meram” ve “Hüseynî yol”un vurgunlarının hayır dualarını kazanmayı ve böylece Hak Tealâ’nın rızasına nail olmayı umduk; Hak indinde makbul ve Hakk’ın kulları için hayırlara vesile olur inşaallah.
Çaba bizden, tevfik Allah’tandır.
Hz. İmam Hüseyin Kültür Kurumu -Muhammed Taki Rehber/Hk. 1418- Şaban
-*-
Bismillahirrahmanirrahiym
1- Kullukta Müstağnî olmak
İmam Hüseyin bin Ali -sa- bir konuşmasında “Ey insanlar” buyurdu, “Adı yüce Allah Teala hazretleri kullarını sırf O’nu bilip tanımaları için yaratmıştır; O’nu tanıyınca O’na ibadet edilir ve O’na kullukta bulunulur; O’na kulluk edense O’ndan başkasına kulluk etmekten müstağni olur” (İlel’işşerâye c:1 s: 9)
2- Hürlerin İbadeti
Kimileri hırs ve tamahlarını tatmin -cennet- umuduyla Allah’a kulluk ederler; bu tür kulluk, tüccar sıfatlı insanların kulluğudur; kimiyse korkudan -cehennem- Allah’a kulluk eder ki bu da köle sıfatlıların kulluğudur; kimi insanlar nimetlerinin şükrünü edâ edebilmek amacıyla Allah’a kulluk ederler, işte bu hür insanların ibadeti, hürlerin kulluğudur ki kulluğun en iyi şeklidir. (Tuhef’il Uguul, 246)
3- Itrat -Soy- Kimdir?
İmam Sadık -s- babası ve ceddi vasıtasıyla hz. İmam Hüseyin’den -s- şöyle nakleder: Müminlerin emiri hz. İmam Ali’den -s- “Hz. Resulullah’ın -sav- “aranızda iki ağır ve paha biçilmez emanet bırakıyorum, biri Allah’ın kitabı ve diğeri ıtratım -soyum- olan Ehl-i Beyt’imdir” hadisinde buyurmuştur olduğu ıtrat ve Ehl-i Beyt kimdir?” diye sorduklarında hz. Ali -s- şöyle buyurdu: “Ben, Hasan, Hüseyin ve Hüseyin’in soyundan gelecek 9 imamdır ki onların dokuzuncusu kıyam eden “kaim”dir. Kevser havuzu kenarında Allah’ın Resulüne kavuşuncaya kadar onlar Allah’ın kitabından, Allah’ın kitabı da onlardan ayrılmaz asla!” (Muntahab’il Eser, 92, Bihar’ul Envar’dan naklen)
4- Ehl-i Beyt’i -sa- Sevmek
Bizi sevmeyi vazife bilin; zira bizi seviyor olarak Allah’ın huzuruna çıkacak olanlar bizim şefaatimize nail olacaklardır” (Fusul’el Muhimme, 1185, Edeb’ul Hüseyn, 135)
5- Masum İmamlar
Zeyd, babası İmam Zeyn’ul Abidin’den, o da babası İmam Hüseyin’den şöyle nakleder: Hz. Resulullah -sav- “Ey Hüseyin!” buyurdular, “Sen imamsın, imam kardeşi, imam oğlusun; senin soyundan 9 masum imam gelecektir ki dokuzuncuları onların Mehdi’sidir. Ne mutlu onları sevene ve yazıklar olsun onlara düşmanlık edene!” (Muntahab’il Eser, 94)
6- Devlete Layık Olan Biziz
İmam Hüseyin -sa- hazretleri Hür Bin Yezid Riyahi ve onun adamlarıyla görüştüğünde ilkindi namazından sonra okuduğu hutbenin bir yerinde şöyle buyurdu: Ey insanlar! Allah’tan korkar da hak sahibini tanırsanız Allah Teala sizden daha ziyade hoşnut olur. Biz Muhammedoğulları bu hususta -yönetim- velayette bulunma konusunda haketmedikleri birşeyi iddia eden ve sizlere düşmanca davranıp zulümde bulunan kimselerden daha layıkızdır! (İrşad-ı Müfid, 205)
7- Liderlik Şartları
İmam Hüseyin -sa- kendisini Irak’a davet eden Kufe halkının mektuplarına yazdığı cevapta şöyle diyordu: Canım üzere yemin ederim ki Allah’ın kitabıyla hükmeden, adaleti sağlamak için davranan, Allah’ın dinine bağlı kalıp kendisini O’nun hüküm ve emirleri çerçevesinde sorumlu gören kimseden başkası İmam, rehber ve lider olmaya layık değildir. (İrşad-ı Müfid, 183).
8- Devletin Amacı
Allah’ım! Sen de bilirsin ki bizim bu kıyam ve hareketimiz saltanat hevesiyle veya dünya malına düşkünlüğümüz dolayısıyla değildir; bilakis, amacımız senin dininin ayet ve işaretlerini diriltip egemen kılmak ve sana ait olan şu yeryüzünü ıslah edip her yerde huzur ve güvenliği sağlamak ve böylece zulme uğrayan kullarının zalimlerin şerrinden kurtulması ve senin farzların, sünnetlerinin ve emirlerinin uygulanmasına vesile olmaktır.(Tuhef’il Ukuul, 243).
9- Yöneticide Beğenilmeyen Sıfat
Bir yöneticinin en kötü özelliği düşmandan korkmak, zayıflara karşı acımasız davranmak, bağış ve ihsanda bulunmanın gerekli olduğu zamanlarda cimrilik göstermektir. (edeb’ul Hüseyin -s- Menakıb’dan naklen s: 68)
10- Alimlerin Sorumluluk ve Konumu
İnsanların yönetim ve idaresiyle din hükümlerinin icrası, Allah’ın dinini bilen ve O’nun helal ve haramına uyma konusunda güvenilir olan din alimlerine bırakılmalıdır. (Tuhef’il Ukuul, 242)
11- Amellerin İyi ve Kötü Yüzleri
biliniz ki iyi amel övgü ve ödüle layıktır. İyi amelin gerçek yüzünü görebilseydiniz onu, bakışları insana neşe ve ferahlık veren güzel yüzlü biri olarak görürdünüz. Eğer kötü ameli gereğince zihninizde canlandırabilmeniz mümkün olsaydı, insanda nefret ve tiksinti uyandıran tahammül edilemez derecede çirkin birini görürdünüz. (Keşf’ul Ğamme c: 2 s: 242)
12- Mümini Sevindirmek ve Neşelendirmek
Hz. Resulullah’ın -sav- şu sözü benim için ispatlanmış durumdadır: “Namazdan onra amellerin en hayırlı olanı, günah olmayan bir şekilde mümini sevindirmek ve neşelenmesini -mesrur olmasını- sağlamaktır.” (Bihar’ul Envâr 44/ 192)
13- İyi Amelin Ödülü
Enes bin Malik şöyle der: İmam Hüseyin efendimizin -s- huzurlarındaydım. Bu sırada içeriye bir keniz girdi ve o hazrete bir demet çiçek takdim etti. İmam onun bu davranışını hemen ödüllendirerek “Seni Allah yolunda azad ettim, artık hürsün” buyurdular. bunun üzerine ben hayretle “Efendim” dedim, “Bir demet gül karşılığında bir kenizi âzad mı ediyorsunuz?!” diye sorunca imam “Allah Teala bizi böyle eğitip terbiye etmiştir” buyurdular, “Rabbimiz, size saygı gösteren birine siz daha fazla saygılı olunuz, buyurmuştur. O kenizin bana hediye ettiği gülden daha iyisi, onun hürriyetiydi. (Keşf’ul Ğamme 2/243 ve Bihar 44/195)
14- Dinin Dünyaya Alet Edilmesi
Farazdak şöyle anlatır: Kufe dönüşünde, yolda hz. Hüseyin bin Ali’ye -s- rastladım “Ya Eba Firas, Kufe’den ne haber?” diye sordu “Kalpleri sizinle, ama kılıçları Emevilerin hizmetinde!” dedim, “Doğru söylersin!” buyurdular ve şöyle eklediler: “İnsanlar dünyanın kölesidirler, dinleri ise sadece dillerinde bir oyuncaktır. Dinleri dünyalarına yaradığı sürece dindardırlar; ama iş sınanmaya gelince gerçek dindarların çok az olduğunu görürsün!” (Keşf’ul Ğamme 2/244, Tuhef’il Ukuul, 250)
15- Zulümden Sakın
İmam Hüseyin -s- oğlu Ali’ye -s- şöyle buyurdu: “Oğlum! Allah’tan başka yardımcısı olmayan birine zulmetmekten sakın!” (Tuhef’il Ukuul, 251)
16- Günahkârların Mahrumiyeti
Allah’ın haram ve günah kıldığı bir gayenin peşinde olan ümid ettiği şeyi kaybeder ve korktuğu şey çabucak başına gelir. (Ae, 253)
17- Düşkünlere Yardım
Bir müminin sıkıntısını gideren birinden Allah Teala, dünya ve ahiretin sıkıntılarını giderir; iyilik edene Allah iyilik eder, Allah iyilik edenleri sever. (Keşf’ul Ğamme, 2/242)
18- Nimetin Şükrü Olarak İyilik Etmek
İnsanların size ihtiyaç duyması, Allah’ın size verdiği nimetlerden biridir, o halde size verilen nimetlerin kadrini bilmezlik etmeyin ve size gelen ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını giderin ki nimetinizi azaba dönüştürmüş olmayasınız! (Ae 2/244)
19- Onur Kırmamak
Size bir ihtiyacını söyleyip el açan biri, böylece onurunu size takdim ediyor demektir; o halde siz de kendi onurunuza saygılı davranın ve onun ihtiyacını giderin. (Ae 2/208 ve Bihar 44/196)
20- Din Nimettir
Birisi, hz. İmam Hüseyin’den -s- “Onlara Rabbinin nimetini söyle…” ayetinin anlamını sordu, hazret şöyle buyurdular: “Buradaki emir Allah Tealâ’nın kuluna dininde hediye ettiği ve dini vasıtasıyla lütuf buyurduğu nimeti anlatıp söylemesidir. (Tuhef’ul Ukuul, 251)
21- Onur İçin En İyi Mal
Şairlere niçin para verdiği sorulduğunda “En iyi mal, insanın onurunun korunmasına vesile olan maldır” buyurdular (Keşf. 2/243)
22- İhsan ve Bağış Yağmuru
Adamın biri “Layık olmayan birine yapılacak bir yardım ve bağış, boşa gider” deyince, orada bulunan hz. İmam Hüseyin -s- “Öyle değildir” buyurdular, “İyilik ve ihsan dediğin sağanak yağmur gibi yağmalı, iyiler de kötüler de ondan faydalanabilmelidir” (Tuhef’ul Ukuul, 250)
23- Cömertlik ve Cimrilik
Hz. İmam Hüseyin -s- bir şiirinde şöyle der: Dünya sana bağışta bulunduğunda, feleğin çarkı tersine dönmeden sen de herkese bağışta bulun hemen. Çünkü dünya sana cömertlik ederse -eline mal mülk geçerse- cömertlik ve bağışta bulunman onu azaltmaz; dünya senden yüz çevirecek olursa, o zaman da cimrilik ve elisıkı olmak bunu engelleyemez (Edeb’ul Hüseyn s: 16, Menâkıb’dan naklen)
24- İnsanca onurlu Olmak
Âşura günü Kays bin Eş’as “Yezid’in emrine teslim ol” deyince İmam -s- “Allah’a yemin ederim ki” buyurdular. “Aşağılık onursuz insanlar gibi davranıp size biat etmeyeceğim asla; korkak köleler gibi er meydanından kaçmam ben!” (İrşad-ı Müfid, 216)
25- Hür İnsanların Ölümü
Ölümden korkmak bana yakışmaz! Hakkı diriltmek ve izzete kavuşmasını sağlamak yolunda ölüm ne kadar da kolaydır gerçekten. İzzet ve şeref uğruna ölmek, ölümsüz bir hayata kavuşmaktır; zilletle ve şerefsizce bir hayat ise mutlak ölümden başka şey değildir. (Edeb’ul Hüseyn, 159, İhkâk’ul Hak’tan naklen)
26- Müminle Münafığın Farkı
Özür dileyeceğin bir şeyi yapma; zira mümin kötü bir şey yapmaz ve bu nedenledir ki özür dedilemez; ama münafık her gün kötülük eder ve bu kötülüğü için özür diler. (Tuhef’il Ukuul: 253)
27- Nimetin Kadrini Bilmemek
“İstidrac” nimet içinde azap demektir. Her nevi kötülük ve zulümden beri olan Allah Teala hazretleri bir kuluna nimetler verir de o kul bu nimetlerin şükrünü eda etmekten mahrum olursa “istidrac”da demektir. (Ae, 250)
28- Cennete Doğru Yarış
Ceddim Resulullah -sav-‘ın şöyle buyurduğuna şahid oldum: İki kişi arasında anlaşmazlık ve küskünlük doğar da biri diğerinden önce davranıp ötekinin gönlünü alırsa, cennete doğru yarışta öne geçmiş demektir. (Fusul’el Mühimme, 186)
29- Önce Selam Verilir
Adamın biri İmam Hüseyin’i -sa- görünce “Nasılsınız efendim? Sağlık ve afiyet içindesinizdir inşaallah?” diye söze başladı. İmam “Söze başlamadan önce selam verilir, Allah sana sağlık ve afiyet versin inşaallah” buyurdu ve yanındakilere dönüp “Selam vermeyinceye kadar kimseye sizinle konuşma izni vermeyin” diye ekledi. (Tuhef’il Ukuul, 250)
30- Bir Ahlak Dersi
Ey insanlar! Bağış ve ihsanda bulunan onur ve saygınlık kazanır; cimrilik eden kendisini aşağılık hale getirir. İnsanların en cömerdi hiçbir karşılık beklemeden verip bağışta bulunandır; affı en yüce insan, güçlü ve üstün olduğu zaman affedebilen insandır. En fazla sıla-i rahimde bulunan -tanıdıklarına uğrayıp hallerini soran- kimse, onunla ilişkisini kesenlere uğrayıp hallerini soran kimsedir.(Keşf’ul Ğamme, 2/242)
31- Gıybetin Cezası
İmam’ın yanında birisi gıybette bulunup birini çekiştirdi, bunun üzerine İmam “Gıybeti bırak” buyurdu, “Çünkü gıybet, cehennem ateşinin köpeklerinin gıdasıdır” (Tuhef’il Ukuul, 250)
32-Dünyanın Çabucak Geçici Gölgesi
Bir vaaz sırasında, kendisine ait olan şu şiiri okudu: “Ey dünya zevkine alışanlar! Bunlar kalıcı değildir asla! Kalıcı olmayan bir gölgeye güvenmek aptallık edip oyuna gelmektir elbet!” (Edeb’ul Hüseyn, 15- Menakıb’dan naklen)
33- Hür Yaradılışlı Olmak
Aşura günü Yezid orduları çadırlara saldırıp da hz. İmam Hüseyin’le -s- çadırların arasını kesince “yazıklar olsun size ey Ebu Süfyan soyunun yandaşları!” diye haykırdı, “Dininiz yoksa ve ahiret azabından korkmuyorsanız dünyanızda mert ve hür tıynetli olun bari! Sizin savaşınız benimle; kadınlarla çocuklardan ne istiyorsunuz?!” (El-Luhuf, 70 ve: Edeb’ul Hüseyn, 162)
34- Allah’tan Yardım İstemek
Sıkıntıya düştüğünde insanlara el açma; rızıkları bölüştürüş paylaştıran Allah Teala’dan başkasından sırız isteme. Ömrün yeter de doğudan batıya tüm dünyayı gezebilecek olursan; bizatihi mutlu veya mutsuz kimsenin vor olmadığını görürsün -yani mutluluk ve bedbahtlık Allah’ın elindedir ve her ikisine de nasıl ulaşılacağını insanoğluna Allah öğretmiştir- (El-Fusul’el Müh., 188.)
35- İmam Hüseyin’in -s- Yârenlerinin Fazileti
Hz. İmam Hüseyin’in Aşura gecesi ashabı ve yârenlerine yaptığı konuşmadan: Rabbimi, övgülerin en güzeliyle över, hamdların en iyisiyle hamdederim O’na. Rahatlıkta da, sıkıntıda da hamdederim O’na. Ya Rabbi” Bizi nübuvvetle şereflendirdiğin için şükürler olsun sana! Kur’an’la eğitip yetiştirdiğin, Kur’an’ı öğrettiğin, dininin fıkhına alim kıldığın; bize kulak, göz ve kalp lütfettiğin için hamdederiz sana! Ya Rabbi! Bizi şükreden kullarından kıl!
Ben kendi ashabım ve yarenlerimden daha vefalı bir ashab ve kendi aile ve yakınlarımdan daha vefalı bir aile görmüş duymuş değilim! Allah sizden razı olsun! (İrşad-ı Müfid, 212)
36- Dünya ve Ahiret
Şair Farazdak’la konuşurken, İmam -s- irticalen şu şiiri söyledi: “Dünya hoş gibi görünse de, ölümsüz cennet diyarı pek daha değerlidir! Eğer şu vücutlar bir gün ölmek için yaratılmışsa, vallahi kılıçların gölgesinde şehadeti seçmek daha yaraşır insanoğluna!
İnsanoğlunun rızkı Allah’ın takdiriyle belirlendiğine göre, rızk edinmek için daha az hırs ve tamah göstermek yeğ değil mi?
Servet, bırakıp gitmek için toplanıp yığılıyorsa eğer, insanoğlu bırakıp gideceği şeyde niçin bunca cimrilik etmede? (Keşf’ul Ğamme 2/240)
37- Ölümün Hakikati
Ölüm, sizi sıkıntı ve zorluklardan kurtarıp uçsuz bucaksız cennet ve oradaki ölümsüz nimetlere ulaştıran bir köprü konumundadır. Hapisten kurtulup da saraylarda yaşamak istemeyen kim var? Ama sizin düşmanlarınız için durum böyle değil tabi. Onlar saraydan zindana geçer ve çetin azaplara uğrarlar. (Edeb’ul Hüseyn: 160)
38- Şehadet Saadeti
İmam Hüseyin -s- Kerbelâ’da şöyle diyordu: “Allah yolunda şehid olmayı saadet, zalimlerle birlikte yaşamayı ise pek acı bir zillet bilirim ben! (Tohef’il Ukuul, 249)
39- Aşura Günü İmam Hüseyin’in -s- İrticalen Okuduğu Şiir
Dedem Allah Resulü, yaratılmışların en üstünüdür ve Allah’ın yeryüzünde ışıyıp duran meşalesi biziz.
Ben Ali’nin oğluyum; Haşimoğullarının o temiz soylu yiğidinin hani; ve sırf bu iftihar bile yeter elbet bana.
Peygamber soyunu yürüten Fâtıma, annemdir benim; kanat verilen Cafer amcamdır benim.
Allah’ın kitabı bizim aramızda dosdoğru bir şekilde inmiştir; bizim hidayetimiz ve vahyimiz dillere destandır.
Bütün insanlar için Allah’ın emin ve güvenilir dayanak ve sığınağı biziz ve bu hakikati gizli-açık daima söylemişizdir insanlara.
Kevser Havuzu’nun sahipleri biziz; dostlarımızı bizzat hz. Resulullah’ın -sav- kadehiyle doyuracağız Kevser’e şüphesiz.
Bizim şiamız insanlar arasında en aziz yârenlerdir; düşmanlarımız ise kıyamet günü hüsrana uğrayacak olanlardandır.” (Nefes’ul Mehmum, 219)
40- Şehadete Koşmak
Hz. Ali bin Hüseyin -s- şöyle der: Babam hz. Hüseyin bin Ali’yle Kerbela’ya gidiyorduk. Nerede konaklasak, ne zaman tekrar yola koyulsak hep hz. Yahya bin Zekeriya’yı anıyor, ondan sözediyordu. Bir defasında “Dünyanın Allah indinde ne kadar değersiz olduğu; Yahya’nın başının yahudi bir zinakâra -fahişeye- armağan götürülmesinden bellidir” buyurdu. (Bihar’ul Envâr, c:45 s:298)
-*-
Kaynaklar
İrşad: Şeyh Müfid
Edeb’ul Hüseyn: Saberi Hemedani
El- İsabe Fi Temyiyz’essahabe: İbni Hacer Askalani
Bihar’ul envâr: Allame Meclisi
El- Bidaye Ve’n Nihaye: İbni Kesir
Tohef’il Ukuul: Muhaddis Behrâni
Keşf’ul Ğamme: Ali bin İsa İribli
İle’l’uş Şerâye : Şeyh Saduk
El- Fusul’el Mühimme: İbni Sebbâğ Mâliki
Muntahab’il Eser: Ayetullah Sâfi Gülpaygâni
Nefes’ul Mehmum: Muhaddis Kummî
-*-
* – Zebihullah: Allah’ın kurbanı, Allah’a kurban olan.
[1] – El Bidaye Ve’nnihaye: İbni Kesir c:8 s: 206.
[2] – Ae, Sünen-i Tirmizi’den naklen.
[3] – El- İsabe “Fi Temyiz’essahabe c: 1 s:335.