Hz. Fatıma’nın (s.a) Cennetteki Makamı
Hz. Fatıma'nın (a.s.) üstün faziletlerinden dolayı peygamber efendimiz sevgili kızını terkim ve yüksek saygıyla anardı. Hz. Muhammed (s.a.a.) Fatıma (a.s.) hakkında şöyle buyurdu:
“Allah Fatıma’nın kalbini ve vücudunu iman ve yakinle doldurmuştur. Zehra ibadet mihrabında durduğunda melekler arasında parlayan bir yıldız gibi olur.”
Bazı rivayetlerde Fatıma’nın (s.a) kıyamet günü Resul-i Ekrem’in (s.a.a) “Gazba” adlı devesine binerek mahşere gelen dört kadından biri olduğu gelmiştir.
Hz. Fatıma’nın (s.a) Cennetteki Makamı Bazı rivayetlerde Fatıma’nın (s.a) kıyamet günü Resul-i Ekrem’in (s.a.a) “Gazba” adlı devesine binerek mahşere gelen dört kadından biri olduğu gelmiştir. Merhum İbni Şehraşub şöyle rivayet eder; “Resul-i Ekrem (s.a.a) ölüm döşeğindeyken, “Gazba” isimli deve Peygambere (s.a.a) şöyle arz etti; “Kendinizden sonra beni kimin hizmetine sunuyorsunuz?” Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurdu; “Ey Gazba! Allah sana bereket versin, benden sonra kızım Fatıma’ya (a.s) aitsin, o dünya ve ahirette sana binecektir.” Resul-i Ekrem (s.a.a) vefat ettiğinde deve gece vakti Hz. Fatıma’nın (s.a) yanına gelerek şöyle dedi; “Selam olsun sana ey Allah Resulünün kızı! Dünyadan ayrılma vaktim yakındır, Allah’a andolsun ki Allah Resulünün (s.a.a) vefatından sonra ağzıma ne ot ne de su sürdüm.” Allah Resulünün (s.a.a) yürek parçalayan vefatından sonra deve ayrılık acısına dayanamadı ve Peygamberin (s.a.a) vefatından üç gün sonra can verdi. Furat b. İbrahim’in tefsirinde Emirü’l-Müminin Ali’den (a.s) şöyle nakledilir; “Vaktiyle Resul-i Ekrem (s.a.a) Hz. Fatıma’nın (s.a) evine geldi. Fatıma’yı (a.s) üzgün bir halde gördü. Kıyamet hakkında bazı konular beyan etti. Kızı Fatıma’ya (a.s) şöyle buyurdu; “Ey Fatıma! Cennet kapısına vardığında daha önce kimsenin görmediği 12 bin huri senin mülakatına gelir, bu huriler seni gördükten sonra da kimseyi mülakat etmeyeceklerdir. Ellerinde nurdan bir silah vardır; nurdan yaratılmış develer üzerindedirler. Develerin palanı sarı altından ve kızıl yakuttan, yularları ise ıslak incilerdendir. Her devenin üzerinde içinde sulu ve saf mücevherler olan ipekten bir sergi vardır. Cennete girdiğinde, cennet ehli seni gördüklerinden dolayı mesrur olurlar, Şiiler için nurdan yapılmış kürsüler, üzerine serilmiş özel sofralar hazırlarlar, diğer insanlar hesap kitap derdindeyken Şiiler o yiyeceklerden yerler, onlar için daima diledikleri şeyler hazır edilir. Allah velileri cennete yerleştiklerinde, başta Hz. Âdem (a.s) olmak üzere bütün peygamberler senin ziyaretine gelirler.” (1)
1-Hadisin senedi İbni Abbas’a dayanır, İbni Abbas’ta İmam Ali’den (a.s) nakleder. Hadis uzun olduğu için biz hadisin bazı kesitlerini yukarıda naklettik. Tüm detayıyla hadise müracaat etmek isteyenler (Riyahinu’ş-Şeria c.1, s.225’den 228. sayfaya bakabilirler.)