İmam Cafer (a.s)’ın İbadî Siresi
1- İşlerini Dört Temel Üzere Yapması
İmam sadık (a.s)’a: “İşlerini ne üzere bina ettin?” dediklerinde buyurdular ki:
“Dört şey üzere bina ettim:
1- Amelimi, benden başka kimsenin yapmayacağını öğrendim; bundan dolayı gayret ettim.
2- Allah Teala’nın benden haberdar olduğunu öğrendin; bundan dolayı hayâ ettim.
3- Rızkımı, başkasının yemeyeceğini öğrendim; bundan dolayı mutmain (rahat) oldum.
4- İşimin sonunun ölüm olduğunu öğrendim; bundan dolayı onun için hazırlandım.”[1]
2- Musibetlerde Allah’a Hamd Etmesi
İmam Sadık (a.s) musibet anında şöyle buyuruyorlardı:
“Hamd Allah’a ki, musibeti dinimde karar kılmadı; hamd Allah’a ki, isteseydi musibeti bundan daha büyük kılardı; o iş üzere hamd Allah’a ki, olmasını istedi, o da oluverdi.”[2]
3- Âl-i Abaya Tevessül Etmesi
Davud-i Rıkkî diyor ki:
“Ben İmam Sadık (a.s)’dan, duasında genellikle beş kişinin yani Resulullah, Emir’ul-Müminin Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin aleyhim’us- selam’ın hakkı hürmetine Allah’a ısrar ettiğini ve O’nu çağırdığını duyuyordum.”[3]
4- Allah’a Olan Aşkı
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“İnsanlar Allah’a üç şekilde ibadet ederler: Bir grup Allah’a, O’nun sevabına rağbetten dolayı ibadet eder; bu haris insanların ibadetidir.
Bir grup Allah’a, cehennem ateşinin korkusundan dolayı ibadet eder; bu da kölelerin ibadetidir. Ama ben Allah’a, sevgiden dolayı ibadet ederim; işte bu kerim insanların ibadetidir.”[4]
5- Malik Bin Hanbel Açısından İmam Cafer Sadık (a.s)
(Malikiyye mezhebinin imamı olan) Malik, İmam Cafer Sadık (a.s) hakkında şöyle diyor:
“…Ben bir müddet İmam Cafer Sadık (a.s)’ın yanına gidiyordum; onu üç halet dışında görmedim: Ya namaz kılıyordu ya susmuştu veya Kur’ân okuyor ve kendisini ilgilendirmeyen bir şey hakkında konuşmuyordu. İmam Sadık (a.s), Allah’tan korkan alim ve kullardan idi.”[5]
6- Su İçerken İmam Hüseyin’i Anması
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Ben soğuk su içip de İmam Hüseyin (a.s)’ı hatırlamadığım olmamıştır.”[6]
7- Hz. Mehdi (a.s)’ın Gaybetinden Yakınması
(İmam Sadık (a.s)’ın yaranlarından olan) Sudeyr-i Sayrefî, uzun bir hadiste diyor ki:
İmam Sadık (a.s), Hz. Mehdi (a.s)’la ilgili şöyle buyuruyordu:
“Ey benim efendim, senin gaybetin uykumu kaçırmış, yatağımı daraltmış ve kalbimin rahatlığını elimden alıvermiştir.”[7]
8- Yolculukta Gece Namazı
(İmam Sadık (a.s)’ın ashabından olan) Halebî şöyle diyor:
“İmam Sadık (a.s)’dan: “Acaba yolculukta soğuk ve hastalıktan korktuğum zaman, gecenin ilk saatlerinde gece ve vitir namazlarını kılabilir miyim?” diye sorduğumda İmam (a.s) buyurdular ki:
“Gecenin ilk saatlerinde bu namazları kılmanın sakıncası yoktur; ben de böyle yapıyorum.”[8]
9- Dua Elbisesi
Ravi diyor ki:
“İmam Sadık (a.s)’ın iki sert (yumuşak olmayan) elbisesi vardı ve evinde o iki elbiseyle namaz kılıyordu. Allah’tan bir hâcet dilemek (dua etmek) istediğinde o iki elbiseyi giyiyordu.”[9]
10- Hâcet İstediğinde Secdeye Kapanması
Ravi diyor ki:
“İmam Sadık (a.s)’ın, önemli bir hâceti (dileği) olduğunda, namaz ve rükusuz secdeye kapanarak yedi defa: “Ya erham’er- rahimin” (Ey merhamet edenlerin en merhametlisi!) dedikten sonra hâcetini Allah’tan istiyordu.”[10]
11- Kerbela Toprağına Secde Etmesi
(İmam Sadık (a.s)’ın ashabından olan) Muaviye bin Ammar şöyle diyor:
“İmam Sadık (a.s)’ın, içerisinde Kerbela toprağı olan ipekten sarı bir torbası vardı. Namaz vakti olduğunda, o toprağı seccadesine döker ve onun üzerine secde ederdi.”[11]
12- Kâbe’nin Köşelerine El Sürmesi
(İmam Sadık (a.s)’ın ashabından olan) Cemil şöyle diyor:
“İmam Sadık (a.s), Kâbe’nin bütün köşelerine dokunarak (onlara elini sürerek) ziyaret ederdi.”[12]
13- Mağfiret Dilemesi İçin Yanındakileri Kendisinden Uzaklaştırması
Ravi diyor ki:
İmam Sadık (a.s), Mültezem’e (Hacer’ul- Esved’le Ka’be’nin kapısı arasındaki duvara) ulaştığında dostlarına (veya kölelerine): “Burada Rabbime günahlarımı itiraf etmem için benden uzaklaşın;
burası öyle bir mekandır ki, günahlarını Rabbine ikrar edip de Allah’tan mağfiret dileyen her kulu Allah Teala bağışlamaktadır” buyurdular.”[13]
14- Gecenin Son Saatlerindeki Münacatı
(İmam Sadık (a.s)’ın yaranlarından olan) Abdurrahman bin Haccaç şöyle diyor:
“İmam Sadık (a.s), gecenin son saatlerinde (Allah’la münacat etmek için) kalktığında, ev halkının duyması için sesini yükselterek şöyle dua ederdi:
“Allah’ım, (kıyametin) kahredici korkusuna karşı bana yardımcı ol; kabrin darlığını bana genişlet; ölümden önceki ve sonraki hayırlarla beni rızklandır.” [14]
15- Peygamber (s.a.a)’e Sevgisi
Ravi diyor ki:
“İmam Sadık (a.s), Resulullah (s.a.a)’i andığı zaman şöyle derdi: “Babam, anam, canım, kabilem ve âilem ona feda olsun.”[15]
16- Oruç Tuttuğunda Güzel Koku Kullanması
Ravi diyor ki:
“İmam Sadık (a.s) oruç tuttuğunda, güzel koku kullanarak şöyle buyuruyordu:
“Güzel koku, oruç tutanın hediyesidir.”[16]
17- Oruç Tuttuğunda Gül Koklamaktan Kaçınması
Ravi diyor ki:
“İmam Sadık (a.s) oruç tuttuğunda, hoş kokulu her çeşit bitki ve gül koklamaktan kaçınıyordu. Bunun sebebini sorduğumda şöyle buyurdular: “Orucumu (herhangi) bir lezzetle karıştırmak istemiyorum.”[17]
18- Ramazan Ayına Saygı
İmam sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Ben Ramazan ayında yolculuğa çıktığım zaman, ölmeyecek kadar gıda (güç verecek çok az bir miktar) dışında bir şey yemem ve doyasıya su içmem.”[18]
————————————————————————-
1- Kur’ân-ı Kerim.
2- Kâfî, Kuleyni, Dar’ul- Kutub’il- İslamiyye, Tahran, H. Ş. 1363.
3- Keşf’ul- Ğumme, İrbilî, Dar’ul- Ezva’, Beyrut, Bîta.
4- Vesail’uş- Şia, Hürr-i Amilî, Dar-u İhya’ut- Turas, Beyrut, h. k.1411.
5- Bihar’ul- Envar, Meclisî, Dar’ul- Kutub’ul- İslamiyye, Tahran, h. k. 1398.
6- Tuhaf’ul- Ukul, İbn-i Şu’be, Tuba Yayın Ebi, İstanbul, M. 1996.
7- Kurb’ul- Esnad, Himyerî, Müesseset’ul- Âl’ul- Beyt, Kum, h. k. 1413.
8 – Kâfî, C. 3, S. 441, H. 10; Vesail’uş- Şia, C. 3, S. 183, H. 8.
9 – Deâim’ul- İslam, C. 2, S. 159, H. 565.
10 – Bihar, C. 95, S. 164, H. 18.
11 – Vesail’uş- Şia, C. 3, S. 608, H. 3.
12 – Kâfî, C. 4, S. 408, H. 9.
13 – Kâfî, C. 4, S. 401, H. 4; Vesail’uş- Şia, C. 9, S. 424, H. 5.
14 – Kâfi, C. 2, S. 538, H. 13; Bihar, C. 87, S. 192.
15 – Tefsir’ul- Burhan, C. 1, S. 307, H. 4.
16 – Kâfî , C. 4, S. 113, H. 3; Men Lâ Yahzuruh’ul- Fakih, C. 2, S. 112, H. 1872.
17 – Fıkhî açıdan, güzel kokulu bitkileri koklamak mekruhtur ama, esans kullanmak müstahaptır.