İmam Muhammed Bâkır (a.s)dan Nasihetler
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Aziz ve celil olan Allah nezdinde işlerin en sevimlisi, kulun her ne kadar az da olsa sürekli yaptığı ameldir.”[1]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Aziz ve celil olan Allah nezdinde, her ne kadar az da olsa sürekli yapılan bir işten sevimli hiçbir şey yoktur.”[2]İmam Bakır (a.s) sürekli şöyle buyururdu: “Şüphesiz bir işe adet ettiğimde onu sürekli yapmak isterim. Eğer gece ibadetimden bir şeyi eda edemezsem, gündüz kazasını yerine getiririm. Eğer gündüz (ibadetlerden) bir şey kaybedersem, gece kazasını yerine getiririm. Allah nezdinde işlerin en sevimlisi sürekli yapılan ameldir.”[3]
İmam Bakır (a.s) ve İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bir mümin kardeşini ziyaret etmek için dışarı çıkar ve hakkına aşina olursa Allah attığı her adım için kendisine bir sevap yazar ve ondan bir günahı siler ve bir derece makamı artar. Evin kapısını çalınca gök kapıları kendisine açılır, birbirleriyle karşılaşınca, tokalaşınca ve birbirini kucaklayınca da Allah onlara yönelir.”[4]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın taktirini inkar edenler mezarlarından maymun ve domuz şeklinde mahşer çölüne getirilir.” [5]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Mümine, mümin kardeşinin yetmiş büyük günahını örtmesi farzdır.”[6]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Öfkesini uygulamaya geçirebildiği halde, yenen kimsenin kıyamet günü Allah kalbini güvenlik ve imanla doldurur.”[7]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim insanlardan gazabını alı koyarsa Allah da kıyamet günü günahlarını bağışlar.”[8]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kimin huzurunda mümin kardeşinin gıybeti edilir ve o da mümin kardeşine yardım etmeye kalkışırsa, Allah dünya ve ahirette ona yardım eder. Her kim de kendi huzurunda mümin kardeşinin gıybeti edilir ve ona yardım edebildiği halde yardım etmeye kalkışmazsa, Allah onu dünya ve ahirette aşağılık kılar.”[9]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim ilim ve Allah tarafından bir hidayet olmaksızın insanlar için fetva verirse, rahmet melekleri ve azap melekleri ona lanet eder ve fetvasıyla amel eden kimsenin günahı onun boynuna olur.”[10]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ama eğer kendi görüşlerimiz esasınca insanlara fetva vermiş olsaydık, şüphesiz helak olanlardan olurduk. Lakin biz Allah Resulü’nün sözü ve sünneti üzere sahip olduğumuz ve babalarımızdan miras olarak aldığımız ilmi temeller üzere insanlara fetva vermekteyiz.”[11]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Sizlere söylenmesini istediğiniz şeylerin en güzelini insanlara söyleyiniz. Zira Allah lanet eden, dil uzatan, müminleri kınayan, söven, kötü laf eden ve ısrarla dilenen kimselerden nefret eder.”[12]İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Aşağılık insanların silahı, çirkin söz söylemektir.”[13]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah, katında mümini sevindirmekten daha sevimli bir şeyle ibadet edilmemiştir.”[14]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hiç bir şeyin sevabı “la ilahe illallah”a tanıklık etmenin sevabından daha büyük değildir. Zira hiçbir şey aziz ve celil olan Allah’a denk değildir. Ve hiçbir şey işlerinde O’na ortak olamaz.”[15]
İmam Bakır (a.s), kendisine, “Allah’ı gördün mü?” diye soran Harici birisine şöyle buyurmuştur: “Gözler, zahiri bakışla onu görmemiştir. Aksine kalpler imanın hakikatleri yoluyla onu müşahede etmişlerdir.”[16]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Allah Tebarek ve Tela var idi ve onunla birlikte hiçbir şey yoktu. Karanlıktan arınmış bir nurdu. Doğru sözlüydü ve onda hiçbir yalan yoktu. Bilgiliydi, onunla birlikte bir cehalet yoktu, diri idi onunla birlikte ölüm yoktu. Şu anda da aynen böyledir ve her zaman da böyle olacaktır.”[17]İmam Bakır (a.s), “Acaba Allah vardı da onunla beraber başka bir şey yok muydu? ” diye soran Zürare’ye şöyle buyurmuştur: “Evet, o var idi ve onunla birlikte başka hiçbir şey yok idi.” Ben (Zürare), şöyle arzettim: “O halde neredeydi?” Zürare şöyle diyor: “Burada İmam bir yere dayanmışken oturdu ve şöyle buyurdu: “İmkansız bir söz söyledin. Mekanı olmayan Allah hakkında yer ve mekanı sordun.”[18]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim zalim bir imamın yanına gider, ona Allah’tan sakınmasını emreder, nasihatta bulunur (Allah’ın azap ve gazabından korkutursa, kendisine insanların ve cinlerin sevabı (gibi) sevap ve amellerinin benzeri vardır.”[19]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sadaka dünyevi yetmiş belayı ve kötü ölümü defeder. Sadaka veren kimse kötü bir ölümle asla ölmez.”[20]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şarap içen ve bu sebeple sarhoş olan kimsenin kırk gün namazı kabul olmaz. Eğer bu müddet zarfında namazı terkederse namazı terkettiği için de azabı ikiye katlanır.”[21]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim bir özrü olmaksızın üç Cuma namazını birbiri ardınca terkederse Allah kalbini mühürler.”[22]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz en zor ibadet günahlardan sakınmaktır.”[23]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Herkim hayırlı bir işe kastederse onu çabuk yapsın. Zira ertelenen bir şeyde şeytan mühlet ve fırsat elde eder.”[24]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Çekişmekten uzak durunuz. Zira bu iş kalbi bozar ve nifak doğurur.”[25]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Eğer insanlar dişleri fırçalamanın faydasını bilecek olsalardı gece yatarken fırçalarını kendileriyle yatağa götürürlerdi.”[26]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Peygamber’in (s.a.a) eşi Ümmü Seleme’ye Ali b. Ebi Talib hakkında sorulunca şöyle buyurdu: “Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle buyurduğunu işittim: “Ali ve Şiaları kurtuluşa erenlerdir.”[27]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Şiilerimiz sadece Allah’tan korkan ve Allah’a itaat edenlerdir. Onlar sadece tevazu, huşu, emanetdarlık ve Allah’ı çok zikretmekle tanınırlar.”[28]İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Farklı mezhepler (inançlar) sizleri sarsıp saptırmasın. Allah’a andolsun ki ancak aziz ve celil olan Allah’a itaat eden kimse bizim Şiamızdır.”[29]
İmam Bakır (a.s) Şianın sıfatlarını beyan hususunda şöyle buyurmuştur: “Onlar sağlam bir kaledirler. Göğüsleri emanettardır. Düşünceleri doğrudur, geveze, söz taşıyan, cefa eden, iki yüzlü kimseler değillerdir. Onlar gece abid gündüz ise aslandırlar.”[30]
İmam Bakır (a.s) huzurunda Şiilerin çokluğundan söz eden bir dostuna şöyle buyurdu: “Acaba zengin fakire teveccüh ediyor mu ve iyilik eden kimse kendisine kötülük eden kimseyi bağışlıyor mu? Birbirlerinin derdini paylaşıyorlar mı?” Ben, “Hayır” dedim. İmam şöyle buyurdu: O halde onlar Şii değildir. Şii bu işleri yapan kimsedir.”[31]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ey İsmail! Aranızda birinin elbisesi olmadığında fazla bir elbisesi olan kardeşide elbise sahibi olsun diye ona veriyor mu?” Ben, "Hayır" dedim. İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Eğer bir örtüsü varsa kardeşine o da örtü sahibi olsun diye fazla örtüsünü gönderiyor mu? Ben, "Hayır" dedim. İmam, elleriyle dizine vurarak şöyle buyurdu: "Bunlar kardeş değildirler.”[32]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ey Şiiler topluluğu! –Al-i Muhammed’in Şiileri- Ilımlı bir dayanak olun ki aşırı gidenler size dönsün ve geri kalanlar size ulaşsın.” Ensar’dan Sa’d adında bir şahıs şöyle dedi: “Fedan olayım! Aşırı giden kimdir?” İmam şöyle buyurdu: “Bizler hakkında kendimizin bile inanmadığı bir takım şeylere inanan gruptur. Bunlar bizden değildir ve biz onlardan değiliz.” O, “Geri kalanlar kimdir?” diye arz etti. İmam şöyle buyurdu: “Onlar da hayrı arar ve taleb ederler, hayra ulaşır ve sevabını elde ederler.”[33]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Eğer mümin musibetlerde ne büyük bir sevabın gizli olduğunu bilseydi, makasla parça parça olmayı arzu ederdi.”[34]İmam Bakır (a.s), kendisine, dinden dönenin hükmünü soran Muhammed b. Müslim’e şöyle buyurmuştur: “Her kim İslam’dan yüz çevirir ve Allah’ın Muhammed’e (s.a.a) nazil buyurduğu şeyi inkar ederse tövbesi kabul edilmez, öldürülmesi gerekir, eşi kendisinden boşanmış olur ve mirası çocukları arasında bölüştürülür.”[35]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bizim sevgimiz iman, düşmanlığımız ise küfürdür.”[36]
İmam Bakır(a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah nezdinde değişikliği olmayan kesin işlerden biri de Kaim’imizin (Hz. Mehdi’nin) kıyamıdır. Her kim bunda şekkederse münezzeh olan Allah’ı kafir ve inkarcı olarak karşılar.”[37]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kul günah işler ve bu sebeple de rızkı elinden alınır.”[38]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah Resulünün (s.a.a) kitabında şöyle gördüm: Benden sonra zina aşikar olunca ani ölümler çoğalır.”[39]
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Ali’nin (a.s) kitabında şöyle buyurduğunu gördüm: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Zina çoğalınca ani ölümler de çoğalır.”[40]İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim susuz insana su içirirse Allah ona cennetteki mühürlenmiş şaraptan içirir.”[41]
————————————————————————————————————————
[1] a. g. e. s. 219/25
[2] el-Kafi, 2/82/3
[3] Müstedrek’ül-Vesail, 1/129/175
[4] a. g. e. s. 183/1
[5] a. g. e. 253/4
[6] el-Kafi, 2/207/8
[7] el-Kafi, 2/110/7
[8] Sevab’ul A’mal, 161/1
[9] Sevab’ul A’mal, 178/2
[10] el-Kafi, 7/409/2
[11] el-Bihar, 2/172/3
[12] el-Bihar, 78/181/67
[13] el-Bihar, 78/185/14
[14] el-Kafi, 2/188/2
[15] a. g. e. 19/3
[16] et-Tevhid, 108/5
[17] a. g. e. 141/5
[18] el-Kafi, 1/90/7
[19] Müstetrafat’is-Serair, 141/1
[20] a. g. e. 96/135/68
[21] el-Hisal, 534/1
[22] Sevab’ul A’mal, 276/3
[23] el-Kafi, 2/77/5
[24] a. g. e. h. 9
[25] Hilyet’ul Evliya, 3/184/235
[26] a. g. e. 76/130/17
[27] İrşad, 1/41
[28] Tuhef’ul Ukul, 295
[29] el-kafi, 2/73/1
[30] Mişkat’ul Envar, 62
[31] Bihar, 74/313/69
[32] Tenbih’ul Havatir, 2/85
[33] el-Kafi, 2/75/6
[34] a. g. e. 67/240/66
[35] el-Kafi, 7/256/1
[36] a.g.e. 1/188/12
[37] el-Gaybet’un-Nu’mani, 86/17
[38] el-Kafi, 2/270/8
[39] el-Kafi, 2/374/2
[40] el-Bihar, 79/27/31
[41] Bihar, 96/172/8