“Afetlerin başı lezzetlere düşkünlüktür.” Gurer’ul-Hikem, 5244 İmam Ali (a.s)

İmam Rıza (a.s.) Ve İran

İmam Rıza (a.s.) Ve İran

Şia İmamlarından sadece İmam Rıza (a.s.) İran İslam devletinde defnedilmiştir. İmam Rıza (a.s.), bu topraklara ayağını bastığı ilk günden beri beraberinde hayır, iyilik ve bereket getirmiştir bu topraklara. Biz bir çok yerlerde hatırlatmışız ki, İmam Rıza'nın (a.s.) hem hayatı döneminde ve hem de şehadetinden sonra –İran'da defnedildiğinden dolayı-  Şiiliğin İran'da yayılması ve rayına oturması hususunda çok büyük pay ve rolü vardır. Eskiden olduğu gibi bugün de İranlı her müslüman ve Şia'nın en büyük arzusu, senede bir defa veya daha fazla İmam'ın türbesini ziyaret etmektir. Son olarak İbn-i Habban'dan bir nakil zikretmeyi gerekli görüyorum. Bu nakil, sadece Şiaların değil hatta Sünnilerin ve Sünni muhaddislerin bile bir zamanlar O Hazretin türbesine büyük bir derecede ihtiram gösterdiklerini ve İmam'ın türbesini ziyaret ettiklerini göstermektedir.

İbn-i Hacer'in nakline göre Ebu Bekr b. Hüzayme, Ebu Ali es-Sakafi ve diğer hadis üstadları İmam Rıza'nın (a.s.) mübarek türbesini ziyaret etmişlerdir. [1]

Hicri dördüncü yüzyılında yaşayan Ehl-i Sünnetin meşhur muhaddis ve rical alimlerinden olan İbn-i Habban, İmam'ın mübarek adı bölümünde şunları yazıyor:

Ali b. Musa er'Rıza (a.s.), Memun'un O'na zehir yedirmesi sonucunda dünyadan göçtü ve bu olay hicri 203 yılının son gününde, yani cumartesi günü vuku buldu. Onun mezarının Senebad'da Nevkan'ın dışında Harun'un mezarının yanında olduğu meşhurdur. Ben defalarca onu ziyaret ettim. Tus'da olduğum sürece herhangi bir zorlukla karşılaştığımda Ali b. Musa er'Rıza (salavatullahi ala ceddihi ve aleyhi)'nin türbesini ziyaret etmeğe gidiyor ve Allah'tan zorluğu benden defetmesini istiyordum ve duam kabul ediliyordu.

Daha sonra şöyle yazıyor:

"Ve ben defalarca bunu tecrübe ettim ve sonucun aynı olduğunu, değişmediğini gördüm. Allah, Resulullah'ın (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt'inin muhabbeti üzere bizi öldürsün." [2]


[1] Tahzib-üt Tahzib, c: 7, s: 387.

[2] Es-Sikât, Hint baskısı, c: 8, s: 456-457.