Kerbela Kahramanı Zeynebi Kubra
Babası Emir el muminin (as) annesi Fatime i Zahra (as) künyesi ise ümmü gülsümdür. Onun aile çevresi insaniyyet fazilet ve şeref cihetinden eşsizdir. Kendi baba ve annesinin mihriban şefkat dolu kucağında olgunlaştı. Halkçı ve fazilet cihetinden kemalatın son sınırına ulaştı. Temizliği zühdü ve takvası cihetinden ise kendi değerli annesi Fatimenin örneğidir. O Allahın beğenilmiş kulu idi. Ve Allaha marifet ve ihlas üzere tapıyordu. Onun makamı anne,babası ve kardeşleri Hasan ve Hüseynin (as) nezdlerinde hayli kıymetli ve değerli idi ve böylesi bir makam gerçek ve kamil insanın makamıdır. Resulü Ekremin mezarına ziyarete gittiği geceler imam Hasan (as) sağ yanında imam Hüseyn (as) sol yanında imam Ali (as) önünde yürüyordu. Mezara yakınlaşdıkları zaman Ali (as) içeri girip lambaları söndürüyorlardı. İmam Hasan (as) bunun sebebini babasından sordu. Buyurdu: birinin kardeşin Zeynebe bakmasından korkuyorum! Babasına geldiği zaman babası yerinden kalkıyordu kendi yerine oturtuyordu ve onun büyük saygınlığına inanıyordu. O babasının güveniydi. Ali (as) dünyadan gittiği zaman imam Hasan (as) Allah Resulünün yadıgarı olan özel kefuru (kokulu madde) Zeyneb (as) dan istedi. Zeyneb (as) kefuru getirdi ve açtı. Onun kokusu çevreyi sardı. O kardeşi Hüseyn (as) içinde yüce bir makama sahipti. Hüseyn (as) imamet sırlarını ona emanet etti. Onun doğumu Peygamber (saa) hayatında gerçekleşti. Çok akıllı ve düşünür bir kadın idi. Eşi cafer bin Abdullah, (beş) çocuk annesidir. Kerbelada kardeşi Hüseyin (as) la birlikte idi. Aşuradan sonra onu esir elbisesinde şama yezid bin muaviyenin yanına (meclisine) götürdüler. Orda şamlı biri yezid bin muaviyeden imam Hüseyn (as) değerli kızı Fatimeyi ona vermesini istedi. Şamlı odamın cevabında öyle bir karşılık verdi bu karşılık yalnız başına onun çok bilinçli ve akıllı olduğunun en iyi kanıtıdır. Zeynebi <<akile>> çok akıllı ve zeki adlandırıyorlardı. İbni Abbas Fatimei Zahranın fedek konusundaki gurur verici konuşmasını Zeyneb (as) dan nakl etmiştir, diyor: bizim akıllımız Ali (as) kızı Zeyneb şöyle dedi: edebi yetenekte fesih ve beliğ olmada eşsizdir. Konuştuğu zaman sanki babasının dilinden konuşuyordu. Onun fesih hatipliğinin kanıtı alimlerin kitaplarında kayıt etkileri yezidin nezdinde yapmış olduğu konuşmanın özüdür. Bu konuşma son derece fesih ve beliğ iletici ve ders verici bir konuşmadır. Kerbelanın yaslı esirleri yezidin meclisine dahil oldukları zaman, yezid şiir okuduğu bir halde, alçakça cesaretli bir şekilde elindeki çubukla İmam Hüseyn mübarek dişlerine ve dudaklarına vuruyordu. Zeyneb ayağa kalktı ve böyle dedi:
– ölmek Allaha mahsustur. Allahın selamı Peygamberlerine olsun. Allah hakkıyla buyuruyor: sonra Allahın ayetlerini yalanladıklarından ve onlarla olay ettiklerinden, o kötülük yapanların sonu çok kötü olur. Yezid bütün gücüyle dünyayı bize dar ettin ve esirler gibi bizi buraya getirttin. Kendin bu alçakça davranışla sanıyorsun bizi Allah indinde olan makamımız azaltabilecek mi ve onun indinde değermi kazanacaksın? Şimdilik dünya senin elinde son derece mağrur ve acımasız olmuşsun. Kıvanç duyduğun hakimiyet ve yönetim bizim doğal hakkımızdır. Biraz ağır olun! Kendini bilmemezliğe (kurnazlığa) vurma. Allahın kelamını unuttunmu? Buyuruyor: kafirler onlara verdiğimiz muhletin onlar için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Ancak günahları artsın diye kendilerine muhlet veriyoruz. Ve sonuçta onlar için alçaltıcı bir azap olacaktır. Bu adaletmidir? Senin kadınların, cariyelerin perde arkasında otursunlar. Peygamberin kızlarını esir olarak getirtip halkı onlara bakmay teşvik ettin. Onların erkekleri, yanlarında olmadıkları halde. Ehlibeytin kinesini gönlünde yaşatan ve şahitlerin ciğerini yemeğe çalışan annenin çocuğundan bunun dışında bir şey beklenemez. Sen kendi cinayetlerine iftihar eden birisindir ve Hüseyn (as)ın dişlerine çubukla vuruyorsun. Yer yüzüne aydınlık saçan ışıklı yıldızlar ve Peygamberin ailesinin musibetinde yürekler yanmış gözler yara almıştır. Şimdi sen kendi toprağa giden geçmiş babalarını anıp onları çağırıyorsun. Sanıyorsun onlar senin sesini duyup senin alçakça eğlencelerini onlarda paylaşacaktır. Sonuçta sende o talihsiz namertlere kavuşacaksın ve arzu edeceksindir: keşke sakat olsaydım. Lal ol saydım bu işleri yapmasaydım, bu sözleri konuşmasaydım. Ey Allahım bizim hakkımızı al ve zalimleri cezalandır. Bizim erkeklerimizi şehit edip kanımızı dökme, gazap et.yezid, Allaha ant olsun kendini bedbahtlığa uçurunca düşürdün. Sonuçta Allah Resulünün çıkacaksın. Ama onun ailesinin kanını dökmüş ve onlara sitem etmiş olarak. Allah (cc) pak şehitlerini bir araya toplayıp onların imtikanını alacaktır. Şöyleki buyuruyor: Allah yolunda şehit düşenleri ölü sanmayınız. Onlar Allah katında diridirler, rızıklanıyorlar. Allah (cc) yaptığın mezalimin hakimdir, Peygamber davacın Cebrail ise muhalifindir. Seni bu işe teşfik edenler zalimlerin feci şekilde cezalandırılacaklarını anlayacaklardır ve onları kötü bir son beklemektedir. Gördüğüm tüm bu müsibetlere rağmen, seni alçak sayıyorum. Ve seni kınamaktan rezil etmekten asla kaçınamayacağım. Ancak ne yapılabilir ki? Gözler ağla ve göğüsler yangındır. Hayret! Allahın taraftarları şeytanın tarafları eliyle ölüme mahkum oldular (öldürüldüler).Bunlar ellerini bizim kanımıza bulaştırdılar ve temiz bedenlerimizi kanıyla boyadılar. Sonuçta cezalarını çekeceklerdir ve Allah kullarına sitem etmez. Şikayetlerimiz Allahın katında ve ona güveniyoruz. Elinden gelen tüm alçaklıkları yap, başara bildiğin kadar çaba göster. Allaha ant olsun bizim adımızı şanımızı yok edemeyeceksin. Ve bize gelen vahyi kayıp edemeyeceksin asla. Dolayısıyla bu alçaklık lekesi üzerinden temizlenmeyecek. Münadi (seslenen bir melek) zalimlere lanet ettiği gün. Bu pilanın, konumu ve bu toplum sana yarar sağlayamayacaktır. Allaha senalar ediyorum. Bizi şahadetle af olunmuşlukla ve mutlulukla onurlandırırdı. Allahtan temenni ediyorum geçmişlerimize eksiksiz sevab ihsan eylesin ve bizi onlara hayırlı versinler kılsın. Şevkatı bol Allah bizim için yeterli ve iyi bir vekildir. Onun edebi cesaretinin (yeteneğinin) bir diğer örneğide şudur: Ehlibeyt kadınlarını yezidin meclisine (kürsüsüne) getirdikleri zaman şamlı bir erkeğin gözü imam Hüseyn (as) ın kızı Fatimeye düştü. Kalkarak yezidin yanına gitti ve dedi: bu cariyyeyi bana bağışla (nibe et) bana hizmet etsin. Fatime bu korkunç lafı duyunca titredi ve kendini Zeyneb (as) ın üzerine attı ve dedi: halacığım, beni bu küçük yaşta yetim bırakıp bakıcı cariye ettiler. Zeyneb şamlı erkeğe döndü ve böyle dedi: ne kadar bihte ve hatalı bir isteğin vardır. Sana yakışmaz böylesine kötü bir istekte bulunman!yezid öfkelendi ve dedi: istersem bunu yaparım. Zeyneb (as) buyurdu: Allahıma yemin ederim bunu yapamazsın. Çünkü bizi dinimizden çıkıp başka bir dine girmen gerekir.yezid daha fazla öfkelendi ve dedi: benimle böyle konuşuyorsun. Banan ve kardeşin dinden çıktılar. Zeyneb (as) dedi: eğer müsluman olursan sen, baban ve deden benim dedemin babamın ve kardeşimin dininde olursunuz.yezid dedi: ey Allahın düşmanı yalan söylüyorsun. Zeyneb (as) dedi: sen zalimane davranan bir yöneticisindir ve böylesine yakışmaz laflar ağzına alıyorsun! Güya yezid utandı ve sustu. Şamlı adam ikinci defa istekte bulundu.yezid dedi: Allah seni kahretsin. Ne istediğini farkındamısın? Şamlı dedi: hayır.yezid dedi: Fatime Hüseynin kızıdır. Şamlı dedi: Fatime (as)ın oğlu Hüseyn (as) ? yezid dedi: evet.şamlı dedi: Allah yüzünü karartsın. Sen diyordun onlar haricidirler (dinden çıkanlar)!yezid emir verdi, onu öldürdüler.şamlının maksadı yezidi rezil edip ve onların Peygamberin varisleri olduklarını ve harici olmadıklarını halka anlatsın. Zeyneb erginlik çağına eriştiği zaman kabile reisleri arap büyükleri ona elçiliğe geldiler. Ali (as) tümünü reddetti. İstiyenlerden biride aşesbinkays kende padişahlarındandı. Bir muddet sonra Ali (as) onu kardeşi oğlu Abdullahla evlendirdi. Ve bu mutlu evliliğin neticesi avn, akber Muhammet ve abbas adlarında erkek çocuğu ve ümmü gülüsüm adında bir kız çocuğudur. Avn ve Muhammet kerbelada şehit düştüler. Şehitlerin şehit düşmesinden ve esirliğin sona ermesinden sonra yezid noman bin beşir başkanlığında medineye gönderdi. Ne yazık ki tarihçilerin tarihi hadiseler hakkında ki titizliklerine rağmen bazıları Zeyneb (as) ın mezarının Medinede olduğunu bazıları şamda olduğunu ve bazılarıda mısırda olduğuna inanıyorlar. Şimdi dünya müslümanlarının ziyaret gahı olan kutsal türbesi şamdadır. Beni ümeyyenin amacı ve çabacı İslam dinini yok etmekti. Ancak Zeyneb (as) engerek ve şirin beyanıyla ister küfede olsun ister şamda onları rezil etti. Ve İslam dinini tehlikeden korudu. Zeyneb (as) ın meysunun oğlunun ve mercanenin oğlunun karşılarında yapmış olduğu fesih beyanlı konuşması tümüyle onlar için ezici ve perişan edici ve onlara emri bil maruf ve nahyi enil munker idi.