Peygamber Efendimiz (s.a.a.) Birliğin En Büyük Etkenidir
İslamın yüce Peygamberi (s.a.a.) bütün İslami devirlerde birliğin en büyük etkeni olmuş ve günümüzde de olabilir; çünkü bütün müslümanların o büyük, kutlu zata inanmaları duygu ve sevgi ile birliktedir ve bu yüzden O hazret bütün müslümanların inanç ve duygularının merkezi ve eksenidir. Bu merkezlik müslümanların kalplerinin yaklaşması ve İslami mezheplerin yakınlığı için bir neden olabilir.
İslamın en büyük tebliği:
Peygamber Efendimiz’in(s.a.a.) kişilik boyutlarını hiç bir insan mükemmel olarak tamamiyle açıklayamaz ve O hazretten gerçeğe yakın bir görüntü sunamaz. Bizim, Allah’ın seçtiği ve bütün tarih peygamberlerinin en büyüğü hakkında anladığımız O hazretin manevi, gizli ve gerçek varlığından sadece bir gölge ve uzak görüntüdür. Ancak bu kadar tanışlık da müslümanlar için yeterlidir: İlk olarak onları mükemmelliğe doğru hareket etmelerini garantiya almak ve insanlık zirvesini ve inasanın en yüksek varacağı yeri onların gözü önünde sermek için ve ikinci olarak da onları İslami birlik ve bu eksenin çevresine toplanmaya teşvik etmek için.
Ortaçağda Hristiyan ve Batı dünyasında Peygamber Efendimiz’in (s.a.a.) kişiliğine karşı çok geniş saldırılar yapıldı ve İslamın yeminli düşmanları anladılar ki, İslam ile savaşmanın bir yolu da İslam Peygamberinin (s.a.a.) görüntü ve imajını bozmaktan ibarettir. Bu konuda çok işler yapıldı ve bugüne kadar düşman devamlı olarak ve çeşitli yöntemlerle dünyanın serbest düşünen insanlarının zihinlerinde Peygamberin (s.a.a.) kişiliğinden olan görüntüyü bozmaya çlışmaktadır. Dünyada bir çok insan Peygamber Efendimizi (s.a.a.) müslümanlar kadar yada onlardan az bile tanısalar yani o parlak şahsiyetten sadece bir kıvılcım bile kalplerine düşse kesinlikle İslam ve İslami maneviyete doğru çekileceklerdir.
Eğer dünya müslümanları gerçekten birbiriyle birleşmesi gerekiyorsa ve eğer bu birlik İslam ve müslümanlar için faydalı ise- ve elbette İslam dünyasının bilginleri ve gelişmecileri açısından bu bir kuşkusuz konudur- o zaman günümüzde düşmanın bu birlik karşısında komplolarının en çok olduğundan emin olabiliriz.
Belki İslam için en büyük tebliğ İslam Peygamberi’nin (s.a.a.) imajını dünyanın araştırmacıları ve gerçekleri görenleri için aydınlatmaktan ibarettir. Düşmanlar ve muhalifler kendi karmaşık kültürel ve sanatsal araçları ile o büyük şahsiyetin imajını dünyanın habersiz insanlarının zihnlerinde bozmadan önce dünyada sanatçı, bilgin ve çeşitli yöntemleri bilen müslümanlar Peygamberin (s.a.a.) büyük şahsiyetini açıklama ve aydınlatma yolu ile bilimsel, sanatsal, kültürel ve tebliğ işleri yapmaları çok daha uygun olabilir. Yüce Peygamberimizin (s.a.a.) şahsiyetini tanıtmak için çok çalışmalıyız. Sadece O büyük insanın yaşamı anlamında değil, kişiliğinin çeşitli boyutları örneğin ahalk, hükümet ve idare yöntemleri, ibadet, siyaset, cihad ve özel öğretilerine teveccüh etmemiz lazımdır. Sadece kitap yazmak değil, sanat ve tebliğ işlerimizi yeni yöntemler ve mevcut olan tekniklerle başlamalıyız ve sadece İslam Cumhuriyeti’nde değil bütün dünyada bu işleri yapmalıyız.
Genel bir kural:
İslami mezheplerin birliği ve yaklaşmaları İslama hizmet etme uğrunda olmasını kabul edersek ve müslümanların birliğinin onlar için faydalı olacağına ve İslamın büyüklüğü doğrultusunda olacağına inanıyorsak kesinlikle bilmeliyiz ki, İslamın düşmanları tarafından bu birlik ve vahdet aleyhinde en katı çalışmalar ve en karmaşık komplolar yapılmaktadır. Bu ikisi birbirinden ayrılmayan gerçeklerdir.
Bugün, İslamın hizmetinde olan herşey İslam düşmanları tarafından kınanmaktadır. Müslümanların arasında birlik ise bu genen kuralın bir örneğidir.
Eğer dünya müslümanları gerçekten birbiriyle birleşmesi gerekiyorsa ve eğer bu birlik İslam ve müslümanlar için faydalı ise- ve elbette İslam dünyasının bilginleri ve gelişmecileri açısından bu bir kuşkusuz konudur- o zaman günümüzde düşmanın bu birlik karşısında komplolarının en çok olduğundan emin olabiliriz.
Günümüzde istikbar ve yardımcılarının sermayeleri bütün dünyada ve en çok İslam dünyasında müslümanlar arasında ihtilaf çıkarmak için harcanıyor. Bunlar İslami İran ve dünya müslümanlarının arasında ihtilaf çıkarıp onları ayrı düşürmek istiyorlar ancak bunu yapamayacaklar. Düşmanın çıkardığı Şii ve Sünni savaşı İslami devrimin bereketinden ve şükürler olsun ki, söndürüldü. Şii ve Sünni kardeşler çeşitli alanlarda birbirinin yanında durup yardım ettiler ve kardeş gibi hareket ettiler ve doğrusu da buydu. Ancak dünya reklam kurumları şimdi bu ateşi yine körüklemek istiyor ve bu mahvolmaya doğru giden ihtilafı yine canlandırmak istiyorlar.
Uyanık olan müslümanlar bunları görebiliyorlar ve biliyorlar ki, İslami birlik bayrağı kaldırılsa müslümanların yürekleri İslamın gerçekten hâkim olduğu ve bütün ölçütlerin İslamdan alındığı yere doğru yönelecektir. Hâkimiyet, yöneticilik ve sorumluluğun ölçütü müslüman olmaktır ve orada Kur’an’ın bu ayeti hâkimdir: ‘الذين ان مکناهم في الارض اقاموا الصلوة و اتوا الزکوة و امروا بالمعروف و نهوا عن المنکر’ (Hacc sûresi/Ayet 41)
Bu yüzden bugün emperyalizm ve istikbara bağlı bütün reklam örgütleri ve onların bu İslami bölgedeki yardımcıları İslamın istediği ve İslami düzenin bağlı olduğu birliği zarar verici propaganadalarla bozmak için birleşmişler. Ona göre de İslam alimleri ihtiyatlı olmalıdırlar. Birliği bozan bu sahte ve uydurma mezheplerden sakının. Birliği bozmak için kullanılan bu petrol dolarlarından sakının. Müslümanlar arasında birliği sağlayan ve onların tutundukları عروة الوثقي yani Kur’an tabiriyle en sağlam kulpu kırıp koparmak isteyen kötü ellerden sakının. Bu birliğe doğru gitmenin ilk gerekçesidir ve onsuz bu iş olanaksızdır.
Müslümanların muhtelif mezhepleri kendilerini birbirine yaklaştırmaya ve anlaşmaya çalışıp fıkhî mezhepleri birbiriyle tutşturup karşılaştırmalıdırlar. Alimler ve fakihlerin bir çok fetvaları vardır ki, alimcesine incelenirse belki bazan bir azcık değişiklikle iki mezhebin fetvaları birbirine yaklaşabilir.
Birliğin anlamı:
Biz birlik konusunda ciddiyiz. Biz müslümanların birliğini de tanımlamışızdır. Müslümanların birliği onların ve çeşitli mezheplerin kendilerine özgü fıkhî ve kelâmi inançlarını bırakmak anlamına gelmez. Müslümanların birliği iki ayrı anlamı vardır ve onların her ikisi de sağlanmalıdır:
Birinci olarak çeşitli İslâmi mezhepler yani Sünni ve Şii mezhepler ve onların çeşitli fıkhî ve kelâmi dalları gerçekten İslam düşmanları karşısında direnmek için birbirleri ile işbirliği, birlikte çalışmak, yürek birliği ve düşünce birliğini sağlamalıdırlar.
İkincisi ise müslümanların çeşitli mezhepleri kendilerini birbirine yaklaştırmaya çalışmalıdırlar; anlaşma kurup fıkhî mezhepleri birbiriyle karşılaştırmalıdırlar. Alimler ve fakihlerin bir çok fetvaları vardır ki, alimcesine incelenirse belki bazan bir azcık değişiklikle iki mezhebin fetvaları birbirine yaklaşabilir.
İslam alimleri çalışmalıdırlar. İslâmi fakihler ve filozoflar oturup düşünceleri karşılaştırmalıdırlar. Daha sonra bu düşünceler bir yerde toplanmalı ve çeşitli İslami mezheplerin düşünceleri toplu olarak ve birbirine iyi bakışlı bir yaklaşım ile bütün müslümanların ulaşabildiği halde sunulmalıdırlar. Bu en gerekli ve zorunlu işlerdendir ve gayret saiplerinin gayreti ile bu işin yapılmasını umuyoruz.