Peygamber’in (s.a.a.) Dostu Kimdir?
Umm-i Seleme Resulullah’ın (s.a.a.) eşi şöyle nakletmiştir:
Peygamber (s.a.a.) onun vefatına ve şehadetine sebep olan hastalık yatağında yattığı günlerin birinde etraftakilere şöyle buyurdu:
Benim dostumu çağırın gelsin. Ayşe bir kişiyi babası Ebubekir’e gönderdi. Ancak o odaya girince Peygamber (s.a.a.) yüzünü ondan çevirdi ve dedi: benim dostumu çağırın gelsin.
O anda, Hafese bir kişiyi babası Ömer’i çağırmaya gönderdi. Ancak o da girince Peygamber (s.a.a.) yüzünü çevirdi ve dedi: benim dostumu çağırın gelsin.
Bu defa Hz. Fatıma-i Zehra (a.s.) kocası Hz. Ali ibni Ebîtalib’i (a.s.) babasının yanına gönderdi. Hz. Ali (a.s.) girince Resulüllah (s.a.a.) yerinden kalkıp Hz. Ali’nin (a.s.) girişine sevindi, onu kucaklayıp göğsüne bastı.
Ondan sonra, Hz. Ali (a.s.) dedi: Allah’ın Peygamberi (s.a.a.) bana bin tane hadis öğretti ve onların her birinden bin dal daha ayrılır. Ben ve Peygamber (s.a.a.) ikimizde o kadar terledik ki, terimiz birbirimizin üzerine döküldü. (1)
Kime yalvaralım?
Şazan-i Kumi kendi kitabında şöyle yazmıştır:
Hz. Muhammed (s.a.a.) şöyle buyurdu: Allah’tan başka ilâh olmadığı ve onun hiç bir ortağı olmadığına şahitlik etmelisin. Ben yani Muhammed’in Allah’ın peygamberi olduğuna şahitlik etmelisin. Her gün beş kez namaz kılıp Ramazan ayını ise oruç tutmalısın. Malının zekat ve humsunu ödeyip Hacca gitmelisin. Aynı halde benim halefim olan Ali ibni Ebitalib (a.s.) ve onun onbir oğlunun vilayet ve imametini kabul etmelisin.
İslamın hükümleri ve emirlerini uygulamalısın ve helal ile haram konulara dikkat etmelisin. Kimsenin hakkını ezmemelisin.
Hz. Muhammed (s.a.a.) bir çok başka bireysel ve toplumsal haklar ve hükümleri açıkladıktan sonra Malik ibni Nuveyre dedi: Ya Resulullah (s.a.a.) ben çok unutkanım. Senden onları bir daha söylemeni rica ederim. Hz. Muhammed (s.a.a.) ise kabul edip bir daha onları tekrar etti. Malik ibni Nuveyre Resulullah’tan (s.a.a.) ayrılmak istediği zaman hazret şöyle buyurdu: herkes cennet kişilerinden birini görmek istiyorsa, bu kişinin yüzüne baksın.
O mecliste olan birinci ve ikinci halife kalkıp hızlıca Malikin peşinden gittiler, ona varınca dediler: Resulullah (s.a.a.) senin cennetlik olduğunu söyledi. Şimdi senin Allahtan bizim için rahmet ve af dilemeni rica ederiz.
Malik dedi: Allah’ın rahmet ve affı sizi içermez çünkü siz Allahın şefaat izni olan ve ona yakın olan Resulullah’ı bırakıp bana doğru gelmişsinizdir.
Ona göre bu iki halife rahatsız olup geri döndüler ve bir şey söylemeden önce Resulullah gülümseyip şöyle buyurdu: gerçekten de hak söz acıdır. (2)
1- Bihar ul-Envar, cilt 22, s. 461 (Hisal-i Saduktan aktarılmıştır)
2- Fezail, Şazan ibni Cebreil-i Kumî, s. 75/ Bihar ul-Envar, cilt 30, s. 343, hadis 163