Resulullah (saa) ile İlgili Kırk Hadis
En Güzel Örnek
Allah-u Teala şöyle buyurmuştur:
“Sizin için Allah’ın Resulünde güzel bir örnek vardır.”[1]
1- Kul Gibi Yemek Yemesi ve Oturması
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) kul gibi yemek yer, kul gibi oturur ve kendisinin de bir kul olduğunu biliyordu.”[2]
2- Uykudan Kalktığında Secde Etmesi
İmam Bakır (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) uykudan kalktığında (alnını yere koyarak) Allah’a secde ederdi.”[3]
3- Namaza Olan Aşkı
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a), ne yemeği ve ne de başka bir şeyi namaza tercih etmezdi; namaz vakti ulaştığında, ne ailesini tanırdı ve ne de dostunu.”[4]
4- Kur’ân Okuması
İmam Bakır (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a), Kur’an’ı herkesten daha güzel bir sesle okurdu.”[5]
5- Namazda Ağlaması
İmam Seccad (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a), hiçbir suçu olmaksızın Allah korkusundan o kadar ağlardı ki, namaz kıldığı yer (secdegahı) ıslanırdı.”[6]
6- Ümmetle Beraber Olması
Enes bin Malik diyor ki:
“Resulullah (s.a.a) hasta ziyaretine giderdi, cenazeyi teşyi ederdi ve kölenin davetine icabet ederdi.”[7]
7- Birlikte Oturduğu Kimseye Saygısı
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a)’in birlikte oturduğu kimsenin önünde ayağını uzatması kesinlikle görülmemiştir.”[8]
8- Sözü Kesmemesi
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) kimsenin sözünü, haddini aşmadıkça kesmezdi; kestiğinde de sakındırarak veya kalkarak bu işi yapardı.”[9]
9- Oturma Adabı
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“ meclisin son kesiminde (boş olan yerde) otururdu ve diğerlerine de böyle yapmalarını emrederdi.”[10]
10- Misafire Karşı Davranışı
İmam Musa Kazım (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a)’e misafir geldiğinde, Hazret onunla birlikte yemek yerdi; misafir elini yemekten çekmedikçe, O elini çekmezdi.”[11]
11- Musafaha Etmesi
İmam Cafer Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) bir kimseyle musafaha ettiğinde (tokalaştığında), o kimse elini geri çekmedikçe Hazret kesinlikle elini geri çekmezdi.”[12]
12- Güler Yüzlülüğü
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) sürekli güler yüzlü ve yumuşak huylu idi; sert ve katı değildi.”[13]
13- Konuşması
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) kimseyi kınamazdı; kabahatini yüzüne vurmazdı; sürçme ve ayıplarını aramazdı; sevabını ümit ettiği sözler dışında (bir şey) konuşmazdı.”[14]
14- Yemeği
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a), Allah ruhunu alıncaya dek sürekli arpa ekmeği yerdi.”[15]
15- Şakası
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) şaka ve lâtife yapardı ama haktan başka bir şey söylemezdi.”[16]
16- Normal Yemesi
Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki:
“Biz öyle bir aileyiz ki, acıkmadıkça yemek yemeyiz ve yediğimizde de doyasıya yemeyiz.”[17]
17- Toplumda Yemek Yemesi
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) toplumla birlikte yemek yediğinde, ilk olarak yemeğe elini O uzatırdı; halkın doyasıya yemesi için de yine son olarak yemekten O elini çekerdi.”[18]
18- Halkın Aklı Miktarınca Konuşması
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) kesinlikle kendi aklı miktarınca halkla konuşmamıştır. Kendisi (bu konuda) buyurmuştur ki: “Biz peygamberler topluluğu, insanlarla akılları miktarınca konuşmakla görevli kılınmışız.”[19]
19- Adaletle Bakışı
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) bakışlarını ashabı arasında taksim edir ve ona-buna (herkese) eşit olarak bakardı.”[20]
20- Şefkati
İmam Bakır (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) cemaat namazı kılarken bir çocuğun ağlama sesini duyduğunda, (cemaat namazına katılmış olan annenin çocuğuna yetişmesi için) namazı hafif ve kısa kılırdı.”[21]
21- Allah İçin Sinirlenmesi
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) İlahî sınırlar çiğnenmedikçe, kendisine yapılan zulümden dolayı intikam almazdı. İlahî sınırlar çiğnendiğinde sinirlenirdi; siniri de Allah içindi.”[22]
22- Misvak Kullanması
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) uykudan kalktığı her vakit dişlerini misvaklardı.”[23]
23- Vaktini Üçe Bölmesi
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) kendi evine gittiğinde vaktini üç kısma bölerdi: Bir kısmını Allah’a, bir kısmını ailesine ve bir kısmını da şahsi işlerine ayırırdı.”[24]
24- Dilini Koruması
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) dilini, O’nu ilgilendirmeyen ve O’na faydası olmayan şeylerden korurdu; diliyle halkı bir araya toplar ve onları kendisinden kaçırmazdı.”[25]
25- Güzel Ahlaklara Sahip Olması
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) herkesten daha cömert, daha cesaretli, daha doğru konuşan, daha vefalı, daha yumuşak huylu ve daha güzel muaşeret edendi.”[26]
26- Kız Çocuğu Olduğunda
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a)’e bir kız çocuğunun olduğuna dair müjde verildiğinde şöyle buyuruyordu: “Bir güldür; rızkı ise Allah’adır.”[27]
27- Kıbleye Doğru Oturması
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) genellikle kıbleye doğru otururdu.”[28]
28- Alçak Gönüllülüğü
İmam Bakır (a.s), Resulullah (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Beş şeyi, benden sonra sünnet olması için ölünceye dek terketmeyeceğim:
1) Kölelerle yerde yemek yemeği.
2) Palanlanmış merkebe binmeği.
3) Keçiyi elimle sağmayı.
4) Yünlü elbise giymeği.
5) Çocuklara selam vermeği.[29]
29- Saç ve Sakalını Taraması
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) sürekli olarak saç ve sakalını tarayıp düzeltirdi; saç ve sakalını genellikle suyla (ıslatarak) düzeltip tarardı.”[30]
30- Konuşurken Tebessüm Etmesi
Ebu Derda’dan şöyle dediği nakledilmiştir:
“Resulullah (s.a.a) bir söz söylerken tebessüm ederdi.”[31]
31- Yürüyüşü
İbn-i Abbas’tan şöyle dediği nakledilmiştir:
“Resulullah (s.a.a) yol yürürken öyle canlı ve dinamik yürürdü ki, bu yürüyüş sahibinin aciz ve yorgun insanlar gibi yürümediği, hemen kendini gösterirdi.”[32]
32- Sade Yaşayışı
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) yerde yemek yerdi; köleler gibi (dizleri üzerinde) otururdu; kendi eliyle ayakkabı ve elbisesini yamardı; (bazen) palansız merkebe biner ve arkasına da birisini bindirirdi.”[33]
33- Şecaati
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Savaş şiddetlendiğinde ve düşmanla karşı karşıya geldiğimizde Resulullah’a sığınıyorduk; Resulullah’dan düşmana daha yakın bir kimse yoktu.”[34]
34- Hamd Etmesi
“Resulullah (s.a.a) her gün üç yüz atmış kez Allah’a hamdederdi.”[35]
35- Konuşma Meclisi
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) konuştuğunda, meclistekiler başlarını aşağı eğerek (canı-gönülden O’nu) dinlerlerdi; öyle ki, sanki başlarının üzerinde bir kuş durmuştu.[36] Susunca ashap konuşmaya başlardı. Konuştuklarında ise, O Hazretin huzurunda birbirleriyle çekişmez ve niza etmezlerdi. Birisi konuştuğunda, o sözünü bitirinceye dek susup onu dinlerlerdi.”[37]
36- Ashabı Arasında Oturması
Ebuzer diyor ki:
“Resulullah (s.a.a) ashabı arasında (daire şeklinde) otururdu. Bir yabancı geldiğinde soru sormak için onlardan hangisinin Peygamber olduğunu ve sorusunu O’ndan soracağını bilemezdi.”[38]
37- Esans (Koku) Kullanması
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a), yemekten daha çok esansa (kokuya) para harcardı.”[39]
38- Ashabını Sorup-Soruşturması
Enes’ten şöyle dediği nakledilmiştir:
“Resulullah (s.a.a) ashabından birisini üç gün görmediğinde, onu sorup-soruştururdu; gaip (yolculuğa gitmiş) olduğunda, hakkında dua ederdi; hasta olduğunda ise, halini sormaya giderdi.”[40]
39- Allah’a Karşı Tevazusu
İmam Sadık (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) Allah-u Teala’nın O’nu peygamberliğe seçtiği günden O’nun ruhunu aldığı güne dek asla yaslanarak yemek yememiştir; bu ameli, Allah’a olan tevazusundan dolayı idi.”[41]
40- Ashabı Hoşnut Etmesi
Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki:
“Resulullah (s.a.a) ashabından birini üzüntülü gördüğünde, şaka ve latifeyle onu hoşnut eder ve şöyle buyururdu: “Allah-u Teala, kardeşlerinin yüzüne asık suratla bakan kimseyi sevmez.”[42]
[1] – Ahzab/21.
[2] – Bihar, C. 16, S. 262.
[3] – Mekarim’ul- Ahlak, S. 39.
[4] – Sünen’ün- Nebi, S. 268.
[5] – Sünen’ün- Nebi, S. 311.
[6] – Sünen’ün- Nebi, S. 32.
[7] – Mekarim’ul- Ahlak, S. 15.
[8] – Bihar, C. 16, S. 236.
[9] – Sünen’ün- Nebi, S. 18.
[10] – Sünen’ün- Nebi, S. 16.
[11] – Sünen’ün- Nebi, S. 67.
[12] – Bihar, C. 16, S. 269.
[13] – Mekarim’ul- Ahlak, S. 14.
[14] – Sünen’ün- Nebi, S. 17.
[15] – Sünen’ün- Nebi, S. 49.
[16] – Bihar, C. 16, S. 244.
[17] – Sünen’ün- Nebi, S. 181.
[18] – Sünen’ün- Nebî, S. 166.
[19] – Sünen’ün- Nebî, S. 57.
[20] – Usul-u Kafi, C. 2, S. 671.
[21] – Sünen’ün- Nebi, S. 273.
[22] – Sünen’ün- Nebi, S. 45.
[23] – Sünen’ün- Nebi, S. 222.
[24] – Mekarim’ul- Ahlak, S. 13.
[25] – Sünen’ün- Nebi, S. 15.
[26] – Bihar, C. 16, S. 194.
[27] – Sünen’ün- Nebi, S. 80.
[28] – Mekarim’ul- Ahlak, S. 26.
[29] – Bihar, C. 16, S. 215.
[30] – Sünen’ün- Nebi, S. 91.
[31] – Mekarim’ul- Ahlak, S. 21.
[32] – Bihar, C. 16, S. 236.
[33] – Nehc’ül- Balağa, hutbe 160, Subh-i Salih.
[34] – Mehaccet’ul- Beyza, C. 4, S. 151.
[35] – Bihar, C. 16, S. 257.
[36] – Sessiz ve teveccühle dinlemelerinden kinayedir.
[37] – Mekarim’ul- Ahlak. S. 15.
[38] – Mekarim’ul- Ahlak, S. 16.
[39] – Bihar, C. 16, S. 248.
[40] – Mekarim’ul- Ahlak, S. 19.
[41] – Bihar, C. 16, S. 242.
[42] – Sünen’ün- Nebi, S. 61.