Şükredenlerin Münacatı
Bismillahirrahmanirrahim
Ey rabbim; bağışının peşpeşe aralıksız olması sana şükretmeyi unutturmuş ve kendime dalmışım; ihsanının sürekli bana yağması senalarını sayıp bitirmekten beni aciz bırakmıştır; nimetlerinin birbirini takip etmesi övgülerini anmaktan beni alıkoymuştur, kerem ve iyiliklerinin ard-arda oluşu bunları açıp söylemekten beni aciz etmiştir. Ben, senin bol nimetlerine karşılık kusurlu olduğunu itiraf eden, o nimetlerde ihmalkarlık yapmasından ve onları zayi etmesinden dolayı kendisi aleyhine tanıklık eden kimsenin halindeyim.
Allah'ım; sen Rauf (şefkatli), Rahim, İhsan sahibi ve Kerim'sin; öyle ki sana yönelenleri ye'se düşürmez ve keremine ümidi olanları nezdinden kovmazsın. Ümid edenlerin yükü senin dergahına indirilir, yardım dileyenlerin arzuları senin kapında durur; öyleyse arzularımızı mahrumiyet ve ümitsizlikle karşılaştırma ve ümitsizlik elbisesini bize giydirme.
İlahi; büyük nimetlerin karşısında benim şükrüm küçük kalır, ikramın karşısında benim hamd-u senam naçiz görünür. İman nurlarından olan nimetlerin beni süslemiş, izzetinden olan zarif ihsanların beni kaplamıştır, minnetlerin açılmayacak gerdanlıklar ve kırılmayacak tesmalar boynuma takmıştır. Nimetlerinin çokluğundan onları sayıp bitirmekten dilim aciz kalmış ve onları kuşatmak bir yana, idrak etmekten bile fikrim yetersiz olmuştur. O halde nasıl şükrederim? Oysaki sana şükretmek için de bir şükür gerekir, ne zaman sana hamdetsem bu hamdım için de tekrar sana hamdetmem gerekir.
İlahi; lütfunla rızıklandırdığın ve ihsanınla eğittiğin gibi bol bize nimetlerini tamamla, azabın çetinlik ve belalarını bizden uzaklaştır, her iki cihanın en yüce ve en büyük payından bu dünyada ve ahirette bize nasip eyle. Güzel imtihanlarına ve bol nimetlerine karşılık, rızana uygun, bol bağış ve ihsanına sebep olacak bir şekilde sana hamdediyorum; ey azamet ve kerem sahibi, rahmetin hürmetine -duamı kabul eyle- ey rahmedenlerin en merhametlisi!